GERÇEK GÜNDEM HANGİSİ?

Sayıları özellikle son yıllarda çok artan başkanlık, başbakanlık, bakanlık uçağının hatırlı yolcuları vardır. Konuları, ilgi alanları belli ve ortada olduğundan boyalı basının hazine arazisini andıran köşelerinde kalem oynatıp durur kendileri!

İş-ihale takibi gibi özellikleri, arkalarını dayadıkları güç odakları, yerel yönetimler, kurum ve kuruluşlar olduğundan hem işsiz kalmazlar, hem ekranlardan inmezler, hem de sık sık kitap yazarlar! Böylece kendilerini cümle âleme tanıtmanın ve anlatmanın yolunu kısa yoldan bulurlar…

Bu havalı girişin neden yapıldığını anlayan anlamıştır! Adrese teslime gerek yoktur.

Yeri mi sırası mı bilmiyorum ama Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar bir süre önce gazetelere ilginç ve etkileyici bir ilan vermiş; “Neyin üstünü, neyin altını çizeceğini iyi bilen yurttaşlarımıza saygılarımı sunuyor, şehitlerimizi rahmetle anıyorum” demişti ilanın altına. Arif olanın anladığı ve atlamadığı bu ilan son yıllarda gördüğüm en yaratıcı ilandı bana göre…

Bundan esinlenerek bugün sizlerle Küba’ya gidelim ve neyin altını, neyin üstünü çizeceğimize özgür irademizle karar verelim! Kişi başına düşen doktor sayısı ile ön planda olan Küba’da, yönetim yeni bir uygulama başlatmış. Her mahallede birer hamile evi oluşturulmuş. Hamile kadınlar 9 ay boyunca bu evlerde kalıyor, her türlü ihtiyacı devlet tarafından karşılanıyor, anne 9 ayın sonunda da çocuğunu alıp evine gidiyormuş.

Küba’yı bu çarpıcı örnekle hızla dolaşıp tekrar ülkeye dönüp soralım! İnsan toplumsal ve bireysel belleğini sıfırlamadan paraları sıfırlayanları, yolsuzluk yapanları, ülkenin kaynaklarını yağmalayanları, hortumlayanları, kumpasları nasıl unutur? Kafasına her estiğinde bir değeri yerle bir edenleri, ulusal bayramları yasaklayanları nasıl unutur? Yıkılan gururları, çalınan onurları, yaralı yürekleri, dinmeyen gözyaşlarını, evlat- baba acısıyla ateş düşen yuvaları, yıkılan cumhuriyetin hesabını sormayı nasıl unutur? Ya da ülkesinin kadınlarına böyle bir hizmet getiren Küba’nın başarısını nasıl alkışlamaz? Yıllar önce katıldığım uluslararası bir toplantıda Kübalı konuşmacının; “Küba’da kadın mutfaktan çıktı, onu hiçbir güç yeniden mutfağa sokamaz!” sözünün salondan aldığı yoğun alkışı unutamadım…

Küba’nın çarpıcı örneklerinden ayrılıp ülkemize dönersek! Bir grup aydın “normalleşmenin gereği geçmişe sünger çekmekse ben anormalim” diyor! Bir grup doktor, “Toplumu hasta ettiler, bu bir yoğun bakım süreci. Şimdi normalleştik diyorlar ya hele hasta yoğun bakımdan çıksın, sonra karar veririz!” şeklinde açıklama yapıyor.

Şimdi reçete yazmasalar da hekim tanısından yola çıkarak, teşhise hak vermemek mümkün mü? Her alanda yapılanlar bir kasırga etkisi yaratıyorsa, yargı bağımsızlığına indirilen darbeler, dış politikada yaşanan iniş çıkışlar, eğitimdeki tahribat insanın kimyasını bozmaz da ne yapar? Tabii ki bunca sorun yaşanırken öncesinde, sırasında, sonrasında susanlara sözümüz yok. Onları doğrularıyla baş başa bırakmaktan başka çaremiz de yok!

Ancak üzerinde durmadan çalıştıkları hak ve özgürlüklerimizin budanmasına, temel eğitimin kendi dünya görüşlerine göre düzenlenmesine, başkentin plastik dinozor heykelleriyle kaplanmasına, ODTÜ’nün bir gecede yeşil alandan kırsala dönüştürülmesine ve bunun vizyon, ileri görüşlülük, belediyecilik başarısı ve rekoru(!) olarak açıklanmasına diyecek sözümüz çok!

Yine Suriye’deki savaşa neden müdahil olduğumuza, bazı kesimlere neden sponsorluk yaptığımıza, eleğe dönen sınırlarımıza, ötekileştirilen ve ayrıştıran nefret diline, şeytana parmak ısırtacak hesaplara ait sorularımız da çok!

Sadece burnu değil gövdesi de Kaf dağından çok yukarıda olanlara, itibar ve iktidar aşkı için toplumsal dokuyu yerle bir edenlere, memleketin kaderindeki kırılma noktasında güç ve pay sahibi olanlara lafımız ise çok çok! Cevap alamasak da…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87