GERÇEKLER ACIDIR ve HER DAİM ACITIR…

Bizim meslekte, (özellikle batıda)  konu bulmakta zorlanırsınız, bazen de konu çokluğundan (daha çok bizde) seçim yapamazsınız. Bazen yoğun gelişmeler arasında düşündüğünüzü erteler, en son haberlere yoğunlaşmak ister, bazen dışınızda olanları, bazen içinizde yaşadıklarınızı anlatmak ister, sonunda da kamusal sorumluluk, toplumsal zorunluluk, kişisel sorumluluk arasında sıkışıp kalırsınız…

Böyle bir anın, bu ve benzeri duyguların içinde debelenirken kalemim kâğıda, parmaklarım bilgisayara değmekte zorlandı. Sonrada ortaya bu yazı çıktı. Okuyun bakalım hak verecek misiniz?

Bizim kuşak kâğıtla ve kalemle erken tanışan, kitapların dünyasına erken dalış yapan, hayatın nabzını kültürel derinlikte bulan ve tutan bir kuşaktı. Bizim kuşağın kafeleri, AVM’leri, rezidansları yoktu. Bizim kuşağın tercihleri vardı. Sıkı takibe aldığı ve sık sık okuduğu yazarları, beğendiği, izlediği ve öykündüğü kültür insanları vardı. O nedenle okuyan, yazan, düşünen, izleyen, gören, gösteren ve paylaşan bireyler olarak yetiştik. Ailelerimizden ve bizi eğitenlerden de hep destek gördük.

Tüm bu nedenlerden ötürü bunca sorun varken, yönetimin hiçbir şey olmamış, olmuyormuş, olmayacakmış gibi davranması gücümüze gidiyor. Birileri tarafından oyalanmamız içimize sinmiyor. Kof açıklama ve yorumlar bizi tatmin etmiyor. En önemli sorunun sonucu belli seçimler olmasını aklımız almıyor. Mizaha göz kırpmayan, karikatürden haz etmeyen, heykeli sakıncalı bulan, kitaptan korkan, sinemadan hoşlanmayan, tiyatronun yolunu bilmeyen, konseri ve baleyi gereksiz gören, laf çarptırmaya gelince rakip tanımayan anlayış bizim kuşağı geriyor ve yıpratıyor…

Bu yazıda dünyaya yön ve nizam verenlerin zaten bildiğinizi bildiğim açıklama ve yorumlarına girecek değilim. Karşı tarafı dinlemeyi düşünmeyenlerin, onlarla konuşmayı vakit kaybı görenlerin, esip gürlemeyi yönetim başarısı sayanların, emirle demir arasında gidip gelenlerin, yıkımı restorasyon, kesimi budama olarak yutturanların, toplumsal uzlaşıyı gündemlerine sokmayanların tarihe geçeceğine,  dünyanın beşten büyük olduğuna inananlar kadar, tarihin de dünyada yaşananları not edeceğine inancımı koruyacağım…

Feryat ede ede, bağıra çağıra geriye ne kalır bilmiyorum.  Bildiğim o ki; bugün ülkemizde kişiler arası güven yüzde 12, İsveç, Norveç, Danimarka gibi ülkelerde yüzde 70’in üzerinde ise bizi yönetenlerin şapkalarını, börklerini, külahlarını, takkelerini önlerine koyup düşünmeleri gerekmez mi? Bu arada yüzde 12’yi geçen işsizlik ve yüzde 12’lik enflasyona hiç girmiyorum

Hayatın altını üstüne getirenlerin, ülkenin kaynaklarını kendi çıkarları için bitirenlerin, ülkenin barış ve huzurunu tüketenlerin, imajımızı yerle bir edenlerin gelinen noktada ne düşündüklerini merak ediyorum. Dalıp gidince de aklıma Erol Evgin’den dinlediğim bir şarkının sözleri geliyor; “Evlerin ışıkları bir bir yanarken, bendeki karanlığı gel de bana sor” Memleketi yönetenler ülkenin ışıkları bir bir sönerken ne düşünüyor diye soruyorum kendi kendime…

Y. N: Ders verdiğim kurumun yazarlık sınıfında öğrencilerim kaç yıldır yazdığımı ve sonucun ne olduğunu sordular. Onlara verdiğim cevabı sizlerle de paylaşayım dedim! Yıllardır yazıyorum, gece gündüz, sabah akşam, yaz kış demeden yazdım. Üzüntülü olunca da, sevinçli olunca da yazıp durdum. Bazen unutmamak için, bazen unutturmamak için, daha çok bölüşmek için,  bazen hayata sarılmak için yazıp durdum. Bazen kaçış için, bazen sığınmak için, bazen uyarmak için, bazen itiraz etmek için, bazen kendim için, bazen “yalnız değilsiniz” demek için,  bazen düşlerimi, bazen düşüncelerimi anlatabilmek için yazdım.

Şimdi sıraladığım bu gerekçeleri bir soruyla bağlayayım. Yılbaşından önce bulunduğum her ortamda, eğitimlerimde, derslerimde sordum? “Yeni yıldan ne bekliyorsunuz?” Sağlık diyen oldu, daha çok huzur diyen oldu, ikisi bir arada olsun diyen oldu. Anladım ki beklentiler artık sıfıra yakın! İnatla yineliyorum beklentiler sıfıra yakınsa yazmayıp neye sığınacak ve ne yapacaksınız? Öğrencilerimin sorularını soruyla bağlayınca, bakışlarında bana hak verdiklerini gördüm…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87