Bingöl, 2015 seçimleri için Kılıçdaroğlu’nun “koalisyon” açıklamasının sorulması üzerine, CHP’nin tek başına iktidar hedefinde olduğunu, çalışmaların, projelerin, kadroların da tümüyle tek başına iktidara odaklı olduğunu vurguladı.

Bingöl, “Ancak seçim sonuçlarını gördüğümüzde farklı bir tablo çıkarsa elbette Türkiye’yi rahatlatacak çözümler masaya yatırılabilir. Fakat bunu yaparken, temel ilkelerden taviz vermeden… Sayın Genel Başkanımız bu açıklamaları yaparken, altında bir takım çok önemli tespitlerde de bulunmuştur, ‘Bu ilkeler manzumesi birlikte hayata geçirilirse değerlendirebilir’ demiştir" dedi.

Bingöl açıklamalarında "Yoksa tek başına ‘şu partilerle koalisyon yapabiliriz’ diye bir anlam çıkmasın. Sayın Genel Başkanımız o açıklamasında çok temel ilkelere vurgu yapmıştır. ‘Bu ilkelerde bir araya gelinir de, böyle bir uzlaşma sağlanırsa olabilir’ demiştir. Ama bizim temel hedefimiz, başta Sayın Genel Başkanımız da olmak üzere tek başına iktidar olmak” değerlendirmesinde bulundu.

“MEĞER CHP'nin İLKELERİ ve DURUŞLARI NETMİŞ!”

Bingöl, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “CHP'nin altı oka sahip çıkması halinde birleşebiliriz” açıklamasının sorulması üzerine de CHP’nin 91 yıllık bir parti olarak temel ilkelerinin ve bir ideolojisinin olduğunu ifade ederek şunları dedi:

“Hiçbir zaman bunlardan taviz verilemedi. Zaman zaman farklı anlayışlar hakim kılındı, zaman zaman bir takım algı operasyonu yapmak adına değerlendirmeler yapıldı ama bizim ilkelerimiz, duruşumuz net. Şu ana kadar bu ilkelerden ve duruştan taviz verilmedi. Parti ilkelerimizi savunan, parti programımızı kabullenen, projelerimize inanan herkese kapımız açık ama biz kesinlikle bu ulu çınarın gölgesinde, ilkelerini sürekli savunan, net bir duruşu olan bir partiyiz, o açıdan çok dikkate alınacak bir açıklama değil.”

Sorulan bir soru üzerine de Mersin’de boşalan 4. sıra milletvekili adaylığı konusunda Kılıçdaroğlu’nun çalışmalar yaptığını ifade ederek, “Bir iki gün içinde de Sayın Genel Başkanımız tarafından o açıklama yapılacaktır” dedi.

Y-CHP'NİN 6 OK SEMBOLÜ GERÇEKTEN VAR MI?

Bilindiği üzere CHP'nin 6 Ok'u Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve İnkilapçılık'ı sembolize ediyor.

Toplumun CHP'ye gönül vermiş olan geniş kesimlerinde özellikle Baykal'ın son dönemlerine yönelik ve Kılıçdaroğlu'nun tüm yönetim anlayışı için ciddi bir güvensizlik hakim bulunuyor.

Zira 6 Ok'un altısının da kırıldığını ve CHP'nin Atatürkçü çizgisini terkettiğini düşünenler hiç de azımsanmayacak bir niceliğe sahipler.

Üstelik bu niceliği de ekseriyetle nitelikli bireyler oluşturuyor.

Yeni(!)-CHP;

-Kendisini Yeni-CHP olarak nitelerken vazgeçtiği değerlerin turnusol kağıdı gibi ortaya çıkması,

-Parti içindeki Ulusalcı ve Ulusal Birlik savunucularının tasfiyesi,

-Partiye sağcıların doldurulması, eleştirilince de 'CHP bir kitle partisidir' diyerek bu durumun doğal karşılanarak savunulması, (Sosyal Demokrat bir partinin sağcılaşması kabul edilebilir mi? O artık sosyal demokrat mıdır? Rayında mıdır? İlkelerine sahip midir?

-Tunceli yerine Dersim, Atatürk yerine Seyit Rıza isimlerinin en yüksek perdeden ifade edilmesi,

-Yüzlerce haksız mahkumiyet kararı ile sonuçlanan kumpas davalarda haksız yere suçlandığı bilahare tespit olunan mağdurlara yeterince inanılmaması ve söke söke haklarını kazanmaları için yeterince destek olunmaması,

-Bahsi geçen bu kumpaslarda partinin 2 masum milletvekili de haksız yere mağdur edildiği halde buna sebebiyet veren F-tipi örgütle mücadele etmek yerine onunla içli-dışlı olmanın yol haritası olarak seçilmesi,

-Ermeni meselesine bakış açısı, Ermeni aday seçimindeki üstün(!) başarı,

-HDP-PKK çizgisine ve Kürt sorununa yaklaşım, çözüm sürecinin AKP’nin tekeline bırakılması,

-Wikileaks belgelerinde TR 705 olarak kodlandırıldığı iddia edilen Sezgin Tanrıkulu gibi gerçek CHP çizgisi ile hiçbir ilgisi olmayan ve neye hizmet ettiği belli olan kişilere yönetim kadrosunda yüksek makamlar verilmesi, 

-Parti içinde Laikliğe aykırı çıkışı olan milletvekillerine, Mehmet Bekaroğlu gibi aslında Atatürk'ün mirasını içine sindiremediğini her fırsatta dile getiren milletvekillerine göz yumulması,

-Türkiye'nin ekonomik geleceğinin, olası bir CHP iktidarında yeniden Kemal Derviş gibi bir dış(!) temsilciye verilme niyetinin açıklanması,

-AKP tarafından anayasadan Türk kimliğinin çıkartılma niyeti aşikar olduğu halde bu konuda suskunluk ve adeta AKP'nin ortağı gibi davranılması,

-Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu isminin öne sürülmesiyle yapılan kasıtlı dayatma, 'ben yaptım oldu' tavrı ve 'tıpış tıpış gideceksiniz' gibi sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir partide asla yer almaması gereken hitap şekli,

-Ve daha bir çok sebeple,

CHP'ye gönül vermiş geniş kitleleri kendisinden uzaklaştırarak yeni arayışlara itiyor.

Bu konuda da en sağlam kale CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'ün basın açıklaması sırasında CHP'nin 91 yıllık ilkelerinden hiç taviz vermediğini iddia ettiği konuşmasında ortaya çıkıyor.

Bingöl, Doğu Perinçek'in birleşme çağrısına dudak bükse de toplumun geniş kesimleri VATAN Partisini Atatürk CHP'sinin 6 Ok'una sahip çıkan yegane kale olarak görüyor.