Diyarbakırlı işadamları ile sohbet ediyoruz. Onların savaş dediği terör olayları nedeniyle bölgede ticaretin büyük sıkıntılara girdiğini ifade ediyorlar. Sohbetten çıkan hususlar şöyle:
Diyarbakır Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında 81 il arasında 67.sırada. Nüfus büyüklüğü bakımından 12. nüfus yoğunluğu bakımından ise 11. sırada yer almaktadır. Bu durum diğer bölge illerinde de hemen hemen aynı.
Bölgede faaliyet gösteren işletmelerin karşılaştığı yapısal sorunların başında finansman ve kalifiye eleman ihtiyacı, yetersiz teknoloji, yüksek maliyetler, kurumsallaşamama ve olumsuz rekabet koşulları ile mücadele etmek geliyor.
Finansmana erişim ise en büyük sorun. Bölge işletmeleri özkaynak bakımından yetersiz. Finansman açığını kredi ve dost çevrelerinden ödünç alma yoluyla gidermeye çalışıyorlar. Kredi temin edemeyen işletmeler kısa sürede faaliyetlerini durdurmak zorunda kalıyor.
BANKA KREDİLERİNDEKİ ZORLUKLAR
İşadamları bankaların bölge faaliyetlerinden şikâyetlerini şöyle sıralıyorlar:
1-Yeni kredi vermiyorlar
SİGORTA YAPTIRMAK DA ZOR
Diyarbakırlı işadamları sigortacılık sektöründen de şikâyetçi. Sigorta şirketlerinin bölgede sigorta teminatı konusunda çok ihtiyatlı davrandıklarını ve birçok işletmenin sigorta yapamadığını belirterek, bunun da haksız rekabet yarattığını ifade ediyorlar.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
1-KOBİ, esnaf ve sanatkârlara faizsiz can suyu kredisi verilmeli
ESAS ÇÖZÜM
Diyarbakırlı hemşerilerimin canı yanmış durumda. Tespitleri doğru. Ancak özerklik taleplerine gidecek bir anlayışı ileri sürmeleri hususunda mutabık olamıyoruz. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi anlamında bir yönetim anlayışını öteden beri biz de savunuyoruz. Ama bizim savunduğumuz demokratik özerklik, özyönetim gibi sistemler değil. Çünkü HDP’nin parti programında ekonomik her tespit ve çözümün arkasına demokratik yönetimi koyması esas amacını ortaya koyuyor. Kapitalizme karşıyız diyor; çözüm, demokratik özyönetim. Kadın hakları sorununun çözümü demokratik özyönetim... Her şeyin çözümü bölgeye özerklik verilmesinden geçiyor.
İşadamlarının şu andaki önerileri kısa vadeli yarar sağlayacak çözümlerdir. Oysa esas çözüm bölgesel gelişmiş farklarını ortadan kaldıracak üretime ve ihracata dayalı kalkınma modelidir.
- Dış kaynağa olan bağımlılığın azaltılması.
Vatanımız parçalandığında bölgede şu anda zorluk yaşayan işadamı, tüccar, esnaf, sanatkâr olanların maraba haline geleceğini de unutmamak gerekiyor. Bu nedenle diyoruz ki ekonomik kalkınma ancak ülkenin güçlü birliği ve tam bağımsızlığı ile sağlanabilir.