MUSUL-KERKÜK HAYALLERİ (Mİ?!.)

Mehmet Ali Güller, “Suriye’nin Sevr’i-Amerikan Koridoru” kitabında çok önceleri yazmıştı:

-ABD’nin Irak’ta Türkiye’nin önüne uzattığı “havuç” Musul-Kerkük petrolüydü!..

ABD, bu sayede doğu Akdeniz’e kadar uzanacak “Amerikan/Kürt” koridorunun başlangıç noktasını bir güzel inşa etmeye başladı!.. AKP iktidarının gözünü diktiği petrol yatakları ise şimdi IŞİD ve Barzani’nin elinde!..

Sonraki ayak, Suriye’deki koridor olacaktı. Burada da Türkiye’nin olmazsa olmaz desteğine muhtaç olan ABD, bu bölgede de yeni bir havuç uzattı AKP iktidarının önüne:

-Halep!..

Ancak bu kez işler Irak’taki gibi kolay yürümedi... 15 günde gider denilen Esad, 5 yıldır yerini koruyor. Üstelik Batı’dan yapılan son açıklamalar, Esad’ın kalmasının, gitmesinden daha hayırlı olacağı yönünde!.. Ayrıca bu bölgede artık Rusya, İran ve Lübnan Hizbullah’ı cirit atıyor, Çin’in dev gölgesini de unutmayalım!.. Buna karşılık, NATO’nun uçakları, gemileri, füzeleri de bölgeye, daha doğrusu Türk topraklarına yığılmış vaziyette. İstanbul, neredeyse 100 yıl sonra, yabancı savaş gemilerinin kaynaştığı bir limana dönüştü!..

Şimdii, böylesine “kıvılcım” bekleyen bir ortamda, Rusya ile bir büyük krizin tam göbeğinde, Türkiye’nin “IŞİD’e karşı mücadele” gerekçesiyle Irak’a asker göndermesi, ne derece inandırıcı, ne kadar akılcı, söyler misiniz?!. Ülkeyi, neredeyse havasız bırakan boğucu politikalar sonucu uçurumun kenarına sürükleyen iktidarın, daha dün denilecek kadar yakın bir süre önce IŞİD’li teröristler için “asabi gençler” nitelemesini de hatırımızda tutarak, Musul’un İran etkisindeki Şii milisler tarafından ele geçirilme olasılığından ne denli rahatsız olduğu bir sır değil!..

Irak Merkezi Yönetimi, Musul yakınlarındaki Basika’ya Türk askerleri girer girmez, çok sert tepki gösterdi. Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı Hakim El Zamili, Türkiye’nin Irak’ın egemenliğini ihlal ettiğini söyledikten sonra ekledi:

-Kısa süre içinde Rusya’dan Irak’a doğrudan askeri müdahalede bulunmasını isteyebiliriz!..

Buyurun buradan yakın! Bi de üstüne pek güvendiğimiz “stratejik ortağımız” ABD, “Türkiye’nin bu hareketini desteklemiyoruz. Bağdat yönetiminden izin alınmalı” demesin mi?!. “Stratejik derinlik” eserini yazan Davutoğlu, apar topar Irak başbakanı İbadi’ye mektup yazarak, “Irak’ın hassasiyetleri giderilinceye kadar Basika’ya kuvvet intikali olmayacak” dedi!.. 

Bu arada aynı zaman dilimi içinde, Avrupa Birliği Bakanı, diplomat kökenli Volkan Bozkır’dan çok vahim bir açıklama geldi. “Asker ve polis ölümleri ile bir ülkenin millet olma vasfına erişebileceğini” iddia eden muhterem, “belki daha çok şehit vereceğiz” saptamasında bulundu...

-Neresinden baksanız batıyorlar... Ama koca bir milleti de sürükleyerek!..

Avrupa’da faşizmin ayak sesleri!..

Paris saldırısından sonra, dünyayı ve bizi nelerin beklediğini yazarken özellikle dikkat çekmiştim:

-Avrupa’da yaşayan milyonlarca Müslümana ve yine milyonlarca Türk’e yaşamı zindan edebilirler... Aşırı sağcı ve ırkçı partiler yükselişe geçer, bu da tüm politikaları etkiler!..

Polonya’da zaten iktidarı aldılar. Macaristan’da aynı zihniyet yönetimde. Ancak çok daha korkutucu olan, AB’nin en güçlü üç ülkesinden biri olan Fransa’da gerçekleşiyor şimdi!.. Cumhurbaşkanlığına oynayan aşırı sağcı Marine Le Pen’in partisi Ulusal Cephe, Pazar günkü yerel seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 30’unu aldı!.. pek farkı olmayan eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin partisi Cumhuriyetçiler ise yüzde 27 oranını yakaladı. Sosyalistler ise nal toplayıp, yüzde 22 küsurda kaldı!..

Bu ne demek biliyor musunuz?. Le Pen’in Cumhurbaşkanlığının ete kemiğe bürünmesi, sosyalistlerin gelecek seçimde veda etmesi ve en önemlisi, ülkede yaşayan azınlıkların bir cehennem hayatına “merhaba” demesi!.. Tabii, çok daha vahim bir öngörüm daha var:

-Bu modanın diğer Avrupa ülkelerine de sıçraması!..

Engel vicdanlarda!..

Araya başka olaylar ve de izin girince yazmakta geciktim; ama içime de dert oldu...

Geçen hafta “Dünya Engelliler günü” nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlendi... En görkemlisi tabii ki engelli yurttaşlar şerefine Saray’da verilen resepsiyondu!.. Cumhurbaşkanı ve eşi engelli çocukları ağırladı. Onlarla beraber şarkılar söyledi, pastalar yenildi. Çocuklar da sevindi tabii...

Aynı sıralarda, yine engelli yurttaşlarımız, kendilerine adanan günde yollara dökülüp, koltuk değnekleriyle, tekerlekli sandalyeleriyle yürüyüş yapmak, “insana yakışır” şekilde yaşamak istediklerini cümle aleme haykırmak istediler... Ne oldu peki?.

-Dayak yediler!..

Görüntüleri izlerken kanım dondu... O copu kaldıran, o insanları tartaklayan polisler adına çok ama çok utandım... Emri kim verdi, o copları insafsızca kim indirdi diye sormuyorum. Yalnızca bir rica:

-Lütfen o görüntüleri izlesin o muhteremler, bakalım benim gibi utanacaklar mı?!.


https://twitter.com/umit_zileli
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87