NEREDEYSE 1919 ŞARTLARI!..

Kendimden korktum vallahi, müneccim miyim neyim!..


Haftanın ilk yazısında, yani dünkü, “PKK’da kartlarını açtı” analizimde, olanı biteni anlattıktan sonra, “Amaç ve sonuç” bölümünde şöyle demiştim:


PKK ve yandaşları sonuç metninde gayet açık söylüyor zaten:


-Dünya halklarını ve kurumlarını halkımızın meşru özgürlük talepleriyle dayanışmaya çağırıyoruz...


Daha kısa bir süre önce Birleşmiş Milletler Barış Gücünü bölgeye istediklerini anımsarsanız, “Dünya Kurumları” ile neyi kastettiklerini kolayca bulabilirsiniz!..”


Ardından da, PKK’nın aradığı “altın fırsatı”, Türkiye’nin hem Suriye, hem de Irak’tan iyice soyutlanmasıyla bulduğu hesabı yaptığını, Türkiye’nin içine yuvarlandığı ağır kuşatmayı, “pes” etmeye vardıracak bir oyun kurgulandığını yazmış ve eklemiştim:


-Bu tabloda PKK, istediklerini elde etmek uğruna her emperyal gücün istediği oyunu oynamaya da hazır!..


Daha yazımın mürekkebi kurumadan, DTK Kongresiyle ilgili yorumlar yağmur gibi yağmaya başladı.. Çoğu beş para etmez, “cihat” ya da “isterse topu gelsin” türünden çiğlikler dışında, konuya ciddi biçimde eğilen yorumcular da vardı. En çok öne çıkan yargı ise, “Federal Türkiye” ya da “Türk-Kürt Federatif Cumhuriyeti” başlıklarını taşıyan ve hem sağ, hem de sol cenahtan gelen ilginç yorumlardı ve sonuçta aynı noktada birleşiyordu:


-PKK’nın bu atağı tutmaz!..


Evet, tutmaz..dı!.. Şayet terör örgütü, bu kadar herzeyi tek başına yeseydi, ben de rahatlıkla aynı sonuca varabilirdim... Ancak kazın ayağı hiç de öyle değil!.. Siz Selahattin Demirtaş’ın, ABD ve hem de en gerilimli zamanda Rusya ziyaretlerini turistik gezi mi sanıyordunuz?!.. PKK tarihinde ilk kez, ağır bir çatışma ortamında DTK Kongresini toplayıp, “Özyönetimi” öylesine mi ilan etti?!. Daha da vahim olanı; dün bir kalem darbesiyle geçtiğim, PKK/DTK bildirgesindeki, “dünya halk ve kurumlarını dayanışmaya çağırma”cümlesi, oraya bedavaya mı konuldu acaba?.. Dünkü yazımda “kısa süre önce Birleşmiş Milletleri bölgeye çağırdıklarını da anımsarsanız” demiştim...


Bu yazımın hemen ardından sevgili Müyesser YıldızOdatv’deki yazısına aynen şu başlığı attı:


-Güneydoğu’da artık bu soru soruluyor: Bölgeye Birleşmiş Milletler müdahalesi mi geliyor?..



Yüz yıl sonra aynı senaryo mu?

 


Müyesser Yıldız, altına imzamı attığım yazısında gerçekleri bir bir, bizi yönettiklerini zannedenlerin kafasına vuruyor:


-Fransa’da Olağanüstü Hal ilan edildi. Daha terör saldırısı görmeyen Belçika bile OHAL ilan etti. 7 Haziran’dan beri yüzlerce şehit veren,, yüzlerce sivil kaybı yaşayan Türkiye’de hala normal hukuk düzeninde terörle “savaşmaya çalışılıyor...


Yıldız, çok daha vahim bir noktaya da işaret ediyor:


-TSK’nın terörle mücadelede MİT Müsteşarı gibi “dokunulmazlık” ve askeri mahkemede yargılanma talebi sumen altı ediliyor...     


Sonrası, felakete adım adım, göz göre göre gidişin hikayesi ne yazık ki!.. Yıldız bunu da şöyle anlatıyor:


-HDP/PKK dünyanın dört bir tarafında, “Bölgede savaş, işgal, soykırım var” propagandası yapıyor... Besbelli güvendikleri “dağlar” çok büyük...


Ardından da “dostlarımız” ABD ve AB’nin nasıl olağanüstü bir gayretle ve de inceden Türkiye’yi suçladığını, bir an önce “savaşın” sona erdirilmesi ve “Kürt Barış Sürecine” geri dönülmesi çağrısı yaptıklarını anlatıyor.


Yıldız, yazısında, “NATO ve Alman AWACS uçakları niye gitmişlerdi, niçin geliyorlar. Hava sahamızı NATO’ya devrettiğimizin farkında mıyız?” sorusunu da soruyor ve bir NATO yetkilisinin şu açıklamasını paylaşıyor.


-NATO giderek artan bir şekilde Türk hava sahasının kontrolünü ele alacak. Böylece Türkler, bizim gökyüzünde gözümüz olduğunun ve herhangi bir durumda onlara ikinci bir fikir sunabileceğimiz gerçeğinin farkında olacaklar...


Yani, Ruslar, Suriyeliler, İranlılar filan değil, Türkler farkında olacaklar, iyi mi!.. O halde şunu da lütfen yazın bir kenara:


-Türkiye, Rus uçağı düştüğünden beri Suriye sınırında uçamıyor, operasyonlara katılamıyor. Adı konmamış, fiili bir “uçuşa yasak bölge” uygulamasına maruz!!!



BM’nin Daimi Üyeleri!..



Şimdi gelelim “zurnanın zırt dediği yere!..”


Farz edelim ki, PKK/HDP’nin dünyada yaptıkları alçakça “katliam-soykırım” propagandası ses getirdi, ya da kurgu başarılı oldu!..  Böylece konu BM Daimi Üyesi beş ülkenin önüne gitti... Hangi ülkeler bunlar:


-ABD, Rusya, Çin ,İngiltere, Fransa


BM Güvenlik Konseyi var ama önemli olan bu beş üyenin verdiği ortak karar!. Bakın bakalım; Türkiye’ye müdahale kararı bu beşliden çıkar mı, çıkmaz mı?. Hangisi “veto” eder sizce?. Daha önce sorulsa rahatlıkla “ABD’den önce Rusya eder” derdim. Şimdi diyemiyorum!.. Çin, müttefiki Rusya’yı izleyecektir. Fransa ve İngiltere’yi saymıyorum bile, patron ne derse o olur!.. Geriye kaldı “stratejik müttefikimiz”, bizi cehennem ateşinin içine sokan ABD!..


Bu durumda her şey ABD’nin işaretine bakar... Ehh, eğer “Türkiye’ye tuzak” ABD/Rusya kumpası ise zaten iş bitti demektir. Haa, böyle bir oylamadan ABD sayesinde kurtulduk diyelim...


-Acaba Türkiye nasıl bir diyet öder, en acıklı soru işte budur!..


İçinde bulunduğumuz durumun, yüz yıl öncesinden hiç de farklı olmadığını ya şimdi anlayacak ve buna göre bir politikaya soyunacağız, ya da anlamamıza bile hiç gerek kalmayacak, paramparça olacağız...


-Sonrası tufan zaten!..



https://twitter.com/umit_zileli

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87