NİYET ve NETİCE…
 

Bir topluluk gördüğünde konuşmayı hep çok seven, sular seller gibi döktüren yönetim erbabına ve AKP’nin önde gelenlerine bu anlamda söz yok. Allah için hava 1500…
 

Geçenlerde Erdoğan; yine külliyesindeki davetlerinin birinde; “Biz Türkiye’de sessiz ihtilal yapıyoruz. Bazıları bizim için yakında biter dediler, ama biz palazlandık” demez mi? Bu açıklama üzerine de durumdan vazife çıkarmayı huy edinen danışmanlarından biri de; “sessiz değil, halkımız gümbür gümbür bir devrim yapıyor” diye lafı güçlendirmez mi? Doğrusu işin sessiz ve gümbür gümbür yanı değil de palazlandık bölümü çok güzel ve gerçekçi! 
 

Bu konuda kendisinden misal fırça yemişliği olanlar ne der bilemem, güce yaslanarak, ikbal peşinde koşarak kendi inandıkları değerlerden, hedeflerden, hayallerden vazgeçenler ne düşünür bilemem ama. İtiraf gibi olduğu kesin…
 

Ha bu arada ben yeni duydum! Meğer ülkemizde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı varmış iyi mi? Ve o bakan demiş ki; “Güney Marmara,  Balıkesir ve Bandırma gibi yörelerde endüstri bölgeleri kurmak isterdik. Aslında halen kurmaya engel bir durum söz konusu değil. Olsa iyi olurdu. Olmaması da bir sıkıntı değil. Zeytinlik konusu tekrar gündeme gelebilir.” Konuşan kim? Bakan! Hem de ne bakanı? Sanayi ve Teknoloji Bakanı!Depremden sele olup bitene bakınca şanslıyız vesselam…
 

AKP önde gelenleri sık sık; “Kılıfı hazırladık, minareyi de çaldık. Suç arayıp bulduk, suçlu zaten aranmasa da olur” demeye getiriyorlar ya! Aslında açıklamalarına bakınca insanın aklına geliyor doğrusu. Keşke onlar da bağırıp çağırmaların geçici olduğunu, aslolanın ve geçerli olanın ilkeler, mantık, içtenlik ve güven vermek olduğunu unutmasalar. Yine duruşun siyasal önemi olduğu kadar anlamı ve sonuçları da olduğunu sık sık hatırlasalar…
 

Ve çevrelerine bakarak; şehit aileleri, işçiler, memurlar, çiftçiler, esnaf, avukatlar, hukukçular, doktorlar, hemşireler, işsizler, iş arayanlar, çevreciler, doğa tutkunları, öğrenciler, öğretmenler, kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar,işsizler, yetkisiz ve unvansız kalanlar kısaca ülkemizin ve ulusal değerlerimizin fabrika ayarlarıyla oynandığını gören, hisseden herkesin “Adalet” diye yürümesini dikkate alıp bundan bir ders çıkarsalar.
 

Yine toz duman, fırtına boran kol gezerken hiçbir şey yokmuş gibi oturup beklemek yerine, sinirli kaygılı, öfkeli, tehditkâr yöneticilerinin çıkışlarına bakarak tarihe karşı sorumluluk almasalar.
 

Yıllar önce ne demişti Emine Hanım? “Biz iktidara gelene kadar Türkiye’nin adı yabancı medyada pek geçmiyordu.” Yabancı medyada ki bize dair haberlere bakınca keşke yine geçmeseydi diyesi geliyor insanın! Ya da iyi yanlarımızla geçseydi diye dua edesi! Ama nerde? Yaşadığımız kültürel sefilliği, çocukların başına gelenleri, evlatları bir hiç uğruna toprağa düşen anne ve babaları, yargıya müdahale konusunda sicilleri dolu olanları bizim medya yazmasa da batı niye yazmasın! Keşke bunlar olmasaydı da bizler de sevinçle ayağa kalkıp, gururla alkışlasaydık kendilerini…
 

Hem ülkeyi ayrıştıracaksınız, hem sayenizde kutuplaşma alıp başını gidecek, hem bütünleşmeyi, uzlaşmayı unutacaksınız, bunun adı da lütuf ve ülkeyi batıya taşımak olacak öyle mi? Keşke Katar’a asker çıkaracağımıza askere kaliteli yemek çıkarsaydık da dile dişe düşmeseydik. Devlete emanet edilen askerlerimize bu yemekleri layık görmeseydik! Batılı medya mensuplarının kritik sorularıyla karşılaşmasaydık, vahim iddialarla yüzleşmeseydik.Bunun yerine misal Yunanistan’ın işgal ettiği adalarımızla ilgilenseydik!
 

Ya da TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) açıkladığı ve insanın içine oturan rakamlara bakınca; 2016 yılında 7300 kişi yollarda can verdiği, trafik kazalarında sürücü kusurlarının ön planda olduğu gerçeğiyle yüzleşince bu sorun yıllardan beri devam ettiğine göre tüm yetkililer mi süresiz izne çıktı diye sorsaydık!
 

Biraz daha başa sarayım ya da baştan alayım dersem yazı çok uzar. İyisi mi bu konuda iyi bilgisi olan, hatta fazla iyi bilgisi olan birileri varsa öne çıksın ve yazıdaki soruların cevabını söylesin...

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87