NÂZIM'IN ORHAN VELİ'Sİ... 

Nâzım Hikmet; 61 yıl önce Macaristan’dadır,
Budapeşte Radyosu’nda konuktur.
Söyleşisinde, sık seyahatlarında  bavulundaki kitaplardan söz eder spikere:  “Şimdi size söyleyeyim, mesela benim 
bavulumda neler var? 
Bir defa tabii Orhan Veli var. 
Öyle sanıyorum ki Orhan Veli bizim en güzel şairlerimizden biri. 
Çok genç öldü, yazık oldu. Ama ölümsüz!” 

***

10 Kasım 1950 gecesi birkaç günlüğüne geldiği 
Ankara’nın karanlık bir sokağında yürürken 
belediyenin kazdığı bir çukura düşer, yaralanır Orhan Veli. 
4 gün sonra da İstanbul’da elveda der ‘’Şiir Cumhuriyeti’’ne! 
Ozan dostu Halim Şefik de ”Otopsi”yi yazar. 
Bir anlamda  “ağıt”tır bu dizeler;  "Morgta açılınca kafatası/  
Doktor beyler beyin gördüler/ İndirince ten kafesine neşteri/ Doktor beyler yürek gördüler/ Yürekte ne gördüler dersiniz/ 
Yürekte memleket gördüler/ 
Dünya gördüler/ 
Bir de dost gördüler/ 
Ama bu işte doktor beyler/ 
Doğrusu geç kaldılar/ 
Çok geç kaldılar! ‘’ 
Cemal Süreya; ”Orhan Veli’nin kavgası; 
Edebiyatımızın  en büyüğüdür. 
Bu kavganın yurdumuzdaki 
bütün şiir köklerini büyük 
büyük ırgalayan bir işlevi oldu. 
Irmağın yatağını daha doğal bir 
vadiye indirdi. Şiire kasket giydirdi, 
sivilleştirdi onu.” demiştir. 
Çok doğru bir saptamadır bu!. 

*** 

Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat, Orhan Veli’nin en yakın iki şair arkadaşıdır. 
Ama, birisinin yüreği onun mezarını 
görmeye bile dayanamaz.  ‘’Rumelihisarı’nda Orhan’ın mezarı/ Ne gittim ne gördüm gitmek de istemem/ 
Taze ekmek bir parça beyaz peynir/,  Şimdi olsa şuracıkta rakı içer/ Denize mi bakar kim bilir… ‘’ 
Yukardaki dizelerin sahibi; ‘’yol arkadaşı’’ 
Oktay Rifat’tır!

*** 

Dönelim Budapeşteli spikere... 
Nâzım’dan yanındaki kitaptan 
şiir okumasını rica eder… 
Nâzım, “Hay hay! Hemen başlayalım” diyerek 
Orhan Veli’den ”çok sevdiği” bir şiir okur:  
"Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;  Entarisi sıyrılmış, hafiften;  
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;  
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.  İçinde kötülüğü yok biliyorum;  
Yok, benim de yok ama…  
Olmaz ki!  
Böyle de yatılmaz ki!"  
Ardından... 
Nâzım’ın memleket özlemiyle 
dolu dudaklarından şunlar dökülür: 
“Ne güzel Türkçe. Sonra nasıl İstanbul!.. 
Nasıl İstanbul kızı!..”  
Nâzım Hikmet, programda beş Orhan Veli şiiri 
daha okur; ekler: 
“Bir tane daha okuyayım. 
Doyum olmuyor ki…”  
O Orhan Veli ki, “Dünya Şairi” Bursa Zindanı’ndayken 
Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile açlık grevine gidendir!  
Kolay değil(di) bu dünyadan ayrılmak.
Anısına saygı ile...




https://twitter.com/Atikopruluoglu
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87