ÖFKELERE ÖFKE KATMAK…

Göz ucuyla bakarak değil, kulak ucuyla dinleyerek hiç değil önemsememiz, dikkate almamız enine boyuna okuyup değerlendirmemiz gereken konular öyle çok ki ülkemizde…

Sabrımızın sınırlarını zorlasa da, daha önce söyledikleriyle arasında derin farklar olsa da, metal yorgunluğu gibi mühendislik tabirleriyle kafaları karıştırsalar da pek çok konuya neşter atıldığı ortada…

Almanya’da Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan adayı Schulz, Erdoğan’a çağrıda bulunarak bundan böyle Alman iç politikasına müdahale etmemesini istedi.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel; “Almanya’nın sorunu Türkiye ile değil hükümet ve Erdoğan’ın politikalarıyla ilgilidir” dedi.

Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Erdoğan’ın karşıtlarına, farklı düşünenlere ve azınlıklara takındığı tavrın kabul edilemez olduğunu belirtti. Türkiye’de insan hakları ve temel demokratik değerlerin sistematik bir şekilde ihlal edildiğini ifade etti.

Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro; “Kültürün ve medeniyetin beşiği Türkiye’ye, Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti’ne selam olsun” dedi.

Yeşil Bursa’da “pembe vagon” uygulaması tutmayınca İngiliz Parlamentosu Eşitlik ve Kadın Komitesi üyesi; “Kimin hangi vagonda seyahat edebileceğine karar vermek yerine, tüm vagonları herkes için güvenli kılmak gerekmez mi?” dedi.

Madem Maduro sazı eline aldı, tellerine vurmak ve gönül tellerimizi titretmek de bize kalsın!

Efendim CB, atlet üzerinden Atatürk konusuna girdi ya! Açalım konuyu. Biz Atatürk’ü mayolu, fraklı, kalpaklı, şapkalı, fötrlü, takım elbiseli, golf pantolonlu, paltolu, pelerinli, eldivenli, bastonlu, tavla başında, kara tahta önünde, zeybek oynarken, salıncakta sallanırken de gördük ve hiç yadırgamadık. Biz Atatürk’ü savaş meydanlarında, cephe arkasında, aman vermez böbrek sancılarını pelerinine sarılarak geçirmeye çalıştığı çadırında da gördük. Her birini ayrı sevdik, ayrı yere koyduk.

Çünkü önemli olan görülen değil derinlerde yatandır. Yine yanlış şeylerin peşine düşmek, yanlış yerlere götürür sözü gerçektir.

Burnundan kıl aldırmayan, racon kesmekten geri kalmayanların ülkelerinde; ekonomi, iç ve dış siyaset, hak, hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi, insan hakları vb sağlıksız, ölçüsüzmüş. Sadece Cumhuriyet döneminin değil, bütün tarihimizin birikimleri, aydınlanma değerleri yerlerde sürünüyormuş. Önemli mi kime ne? Önemli olan duymamız ve fırsat yaratıp sık sık dinlememiz gereken bazı açıklamalardır. Yalın ve kestirmeden gidersek ve özetlersek Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü demiş ki; “Türkiye’deki bazı kesimlerin yanı sıra Batılı liderlerde de Erdoğan’a karşı bir kompleks var. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye’ye gelirse şehir hastanelerinde onu emin olun tedavi ederiz. Lider, Erdoğan gibi olur. Ölmeyi şereflerin en büyüğü görüp, ölüme uçmayı göze alınca olur” demiş.

Hep söylerim bizim bakanlar komikler doğrusu. Ağlattıkları halkı güldürmeyi iyi biliyorlar bu kesin…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87