PKK da KARTLARINI AÇTI!..

Zaten bekliyorduk, tam da düşündüğümüz gibi gerçekleşti...


Kandil ağırlığını koydu, HDP içindeki muhalifler susturuldu, Selahattin Demirtaş iyice hizaya getirildi, ağır topların katıldığı Demokratik Toplum Kongresi(DTK) Diyarbakır’da toplandı ve 14 maddelik bir deklarasyonla “Özyönetim” kararı çıktı. Türkçesi şöyle:


-PKK ve ardılları resmen özerklik dedi!..


Ne dediler, ne istediler, mesajlar nereye gitti, bundan sonra iş nereye gider, bunlara bakacağız elbette ama ortada gözden kaçırılmaması gereken bir “kısasa kısas” durumu var. Neler olduğunu anlayabilmek için daha önceleri olanları kavramamız gerekiyor...


Her şey 7 Haziran seçimlerinden sonra başladı. Patlayan bombalar, şehitler, öldürülen günahsız yüzlerce sivil adeta sıradan günlük olaylara dönüştü...Temmuz sonlarına doğru Silahlı Kuvvetlerin başlattığı harekatla birlikte PKK büyük kayıplar vermeye başladı...


1 Kasım seçimlerinden sonra, sükunet bekleyenler bir kez daha yanıldı; teröristlerin “Çözüm” adı altında sunulan süreçte neredeyse ele geçirdikleri bölgelerden temizlenmesi harekatı hız kazandı. Tabii karşılığında hendekler, barikatlar ve PYD/PKK’lı teröristler devreye sokuldu.. Doğu ve Güneydoğu Anadolu, neredeyse bir cehenneme dönüştü. Yaklaşık 200 bin aile göç etmek zorunda kaldı. Kentler, ilçeler yakıldı, yıkıldı.. Ancak teröristler de bulundukları yerlerden sökülüp atıldı ve çok ağır kayıplar verdi...


Bu durumu gören iktidar, bu kez yandaşları vasıtasıyla “Öcalan faktörünü” devreye sokacağını kamuoyuna sızdırmaya başladı. Son olarak İktidar çevrelerine yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi neler olacağını gayet açıkça yazdı. Önce Türkiye’nin bir kuşatma altında olduğunu dile getirdi ve “bu kuşatmayı yarmalıyız” dedi ve ardından planı açıkladı: önce bölgenin “stabilize edilmesi” yani PKK’nın ağır bir yenilgiye uğratılıp, şehirlerden sürülmesi ve ardından “Apo Kartı” nın açılması. Selvi bu kartın nasıl açılacağını da anlattı tabii:


-Öcalan gibi önemli bir kredinin çatışmalı süreçlerde tüketilmek yerine, stabil ortamlarda etkin bir şekilde değerlendirilmesi düşünülüyor..


Öcalan’ın epey bir süredir nasıl parlatıldığını, nasıl da “milli olduğunu” döne döne anlatanları bu sütunlarda da okumuştunuz.


-Sonuçta iktidar kartlarını açmıştı!..

 


PKK ve yandaşlarının ön alma savaşı!..

 


Aslında yukarıda yazdıklarımdan, “neden şimdi, neden çatışmaların ortasında?” sorusunun yanıtı çıkıyor sanırım!..


Tarihinde ilk kez, en ağır çatışmaların ortasında PKK, kongre toplayıp, özerklik ilanı yaptı... Açın bakın daha önce hep görüşmeler, ateşkes durumları ya da meşhur “Çözüm Süreci” esnasında yaptıklarını, bugün resmen savaşın içinde yapıyor, üstelik hemen herkesin katılmasını sağlayarak!..


-PKK’da hamle yapıp, kartlarını açıyor!..


DTK’nın sonuç bildirgesinde 14 maddelik kararlar da açıklandı.  Ben yalnızca en önemli başlıklara değineceğim:


-Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya bir kaç şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması.


Bu numarayı daha önce de yapmışlardı; tüm ülkeyi özerk bölgelere bölmek!. Sonu federal yapıya gidecek bir süreç anlamına geliyor...


-Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisleri ve özyönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik anayasası prensipleri çerçevesinde yönetilmesi. Bunların ayrıca TBMM’de temsil edilmesi...


Türkçeye çevirirsek; bağımsızlığa giden yolda meclis ve yönetimlerin oluşturulması ve yönetimi devralması!..


-Bölgesel ve yerel yönetimler üzerinde merkezi yönetim organlarının tüm vesayetinin kaldırılması...


Tıpkı, çözüm sürecinde olduğu gibi PKK’lı teröristlerin bu kez “yönetim birimi” adı altında milleti yönetmesi!..


-Her kademede eğitimin özyönetimlere bırakılması. Türkçe’nin yanında yerel dillerinde resmi dil olarak kabul edilmesi...


Bunun Türkçesi de, yeni anayasaya resmi dil olarak Kürtçenin de girmesi ve iki dilli iki ayrı yönetimli bir ülkeye geçilmesi!..


-Yargı Sistemi ve Adalet hizmetlerinin Özerk Bölge Modeline göre yeniden düzenlenmesi, Özerk Bölge alanlarında her türlü kara, hava, deniz ulaşım hizmetlerinin, Trafik hizmetlerinin bu yönetimlerce yürütülmesi, bu hizmetlerin sunulabilmesi için yerelde bütçelemenin Özerk Bölge Yönetimine devredilmesi, vergi gelirlerinden pay verilmesi. Toprak, Su ve Enerji kaynaklarının işletilmesi ve üretimden pay alma yetkisinin özyönetimlere bırakılması. Asayişin tümünü sağlayacak resmi yerel güvenlik birimlerinin kurulması...


İstedikleri yalnızca bu kadar!..

 


Amaç ve sonuç!..

    


Kendileri sonuç metninde gayet açık söylüyor zaten:


-Dünya halklarını ve kurumlarını halkımızın meşru özgürlük talepleriyle dayanışmaya çağırıyoruz...


Daha kısa bir süre önce Birleşmiş Milletler Barış Gücünü bölgeye istediklerini anımsarsanız, “Dünya Kurumları” ile neyi kastettiklerini kolayca bulabilirsiniz!.. Haa, unutmadan; Sonuç Bildirgesi’nin hemen başında lütfedip “Öcalan’a özgürlük” demeyi de ihmal etmemişler!.


Amaç Türkiye üzerindeki kuşatmayı, “pes etmeye” kadar götürecek bir oyunu kurgulamak, bu çok açık. Türkiye’nin, bu iktidar sayesinde tüm Ortadoğu masasından dışlanması bir “altın fırsat” onlar için.


-Bu tabloda PKK, istediklerini elde etmek uğruna her emperyal gücün istediği oyunu oynamaya da hazır!..


Türkiye’nin yanı başımızdaki savaşla birlikte, içinden geçeceği cehennemi ateş çemberi işte budur...


-“Bu iktidarla mı?” sorusunu ise düşünmek dahi istemiyorum!..


https://twitter.com/umit_zileli

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87