S-400’LER ve BAĞIMSIZLIK

S-400’ler için kimileri “alınmayacak”, “alınsa da Türkiye’ye getirilmeyecek” deniyordu. Bunlara göre ABD her durumda muktedir ve Erdoğan da ABD’ye amade. Bu kişiler tahlillerinin yanlışlığının ve ABD’yi muktedir görmelerinin özeleştirisini vereceklerine, bu sefer de Emekli Büyükelçi Faruk Loloğlu gibi “belki depoya kaldırılır, belki başka bir formül bulunur ama kullanılmaz’’ diyor. (1)  Müzmin muhalif ve ABD’ci olduklarından ikna olmak gibi dertleri yok; fakat kafası karışık olanların şu iddiaları ve talepleri üzerinde durmalıyız. 

1) ABD izin verdi: Bu iddiaya Erdoğan’ın Japonya’da Trump ile görüşme sonrası “yaptırım yok”, Trump’ın da S-400’lerin alımında pek de sakınca olmadığına ilişkin açıklaması neden oldu. Ancak her ikisine de bunu söyleten Türkiye’nin kararlılığı. ABD aylardır “alırsın yaptırım uygularım” dedi. Türkiye buna aldırış etmeyince ABD için görüntüyü kurtarmanın yolu sertliği düşürmek; ama aşağıda göstereceğimiz gibi bir yandan da tehditte bulunmaları, hiç de yumuşamayacaklarını ortaya koyuyor. Amerikan Alman Marshall Fonu Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Türk-Amerikan ilişkilerindeki durumun “kırılma noktası” olduğunu, ilişkide “bilinen anlamdaki şekliyle” muhtemelen sona yaklaştığını ve ABD’nin yaptırım uygulacağını söylüyor. (2) 

2) Tayyip’i korumak için saraya yerleştirilecek: “S-400’ler 15 Temmuz’da ABD destekli FETÖ’cülerin karargâhı Mürted’e indirildi” dediğimde birisi “sizin gördüğünüz S-400’ler su borusu olmasın?” demişti. Sormuyor, dalga geçiyordu. Oysa gogıla “S-400’ler geldi” diye yazsa, tvyi açsa görecek. Niye gerçeği bulma derdinde değil? Müflis AKP karşıtlığından. Muhalif olmak başka ülkemizin çıkarına hususu savunmak başka. Ülke çıkarını düşünse gerçek mi diye araştırır. Ne yapıyor? Dalga geçmeye çalışıyor. Su borusuymuş! Erdoğan ne yaparsa tersini savunmaktan vatan karşıtlığına sürüklendiklerinin haberleri yok.

3) Kullanılmayacak: Türkiye ABD’nin tehditlerine rağmen alacak ama kullanmayacak, öyle mi!
Bunu diyenler S-400’lerin neden alındığını göz önünde bulundurmuyor. S-400’ler Türkiye’nin hava savunma açığını ABD’nin Patriotlarıyla gidermek istemesine rağmen, ABD’nin buna yanaşmamasından dolayı alındı. Elbette temelde siyasi gerekçeler de var. Alman Kommersant gazetesindeki bir makalede şu ifadeler yazılı:

“Türkiye’nin ABD ve Avrupa ile son zamanlarda zor ilişkileri oldu. Washington sürekli baskı yapıp Suriye’de Kürtleri destekliyor, Ankara’nın 2016’daki darbenin planlayıcısı olarak gördüğü Fetullah Gülen’i vermeyi reddediyor. Avrupa, özellikle Almanya sürekli kendi kurallarını dayatıyor.” (3) 

Ünlühisarcıklı da şunu belirtiyor:

“Siz bir yandan Türkiye’ye yaptırım uygulayacaksınız, bir yandan Türkiye’yi aslında Doğu Akdeniz’de bir kuşatma ve izole etme stratejisine destek olacaksınız ama öte yandan da sanki hiçbir şey olmamış gibi, devam edebilirmiş gibi Türkiye’yle işbirliğinin normal seyrinde devam edeceğini düşüneceksiniz. Bunlar gerçeklerle bağdaşmıyor.” (4)

Bizim gördüğümüzü başkaları da görüyor. Basit bir silah alımı değil. S-400’lerin temelinde PKK, FETÖ, IŞİD, Kıbrıs, Ege gibi hususlardaki ABD tehdidine karşı ülkemizin kendini savunma ihtiyacı yatıyor. Tehdidin kaynağını saptayan ülkemizin bu silahı kullanmayacağını söylemek doru değil.

Diyelim ki kullanılmayacak olsun! Ülkemize gelmesi bile ABD ve işbirlikçisi PKK, FETÖ, Yunanistan, İsrail’i tedirgin ediyor. S-400 hava savunma sistemi, güney ve Ege sınırlarımıza konuşlandırıldığında, menzili itibariyle (radar sistemi ile 600 km, vuruş yeteneği ile 400 km), sadece sınırlarımız içindeki hava sahasının değil sınır dışımızı da kontrol edecek. Kıbrıs adasındaki emperyalist uçakları, Yunan adalarındaki uçakları kontrol edebilecek ve bölgede petrol, gaz arayan Türk gemilerinin ve bunları koruyan savaş gemilerimizin güvenliğini sağlayabilecek.

4) ABD ve NATO’nun yaptırımlarıyla karşılaşacağız: Doğru ama ABD zaten PKK, FETÖ üzerinden, bölgemizdeki askeri tatbikatlarıyla tehdit unsuru. Asıl, ülkemizin ABD ile mücadeleyi tercih etmesi sevinilecek bir şey. Düşman ikna edilmez, düşmana karşı mücadele edilir. 

5) “Ne S-400 Ne F-35”: BirGün gazetesi, 13 Temmuz günü anasayfadan bu başlığı attı. ABD ve Rusya’ya bağımlılığa karşıt olma gerekçesiyle açıklanan bu söylem ülkemizi ABD’ye mecbur bırakıyor. Çünkü ABD’nin füzelerini nasıl engelleyeceklerini belirtmiyorlar.

Sosyalist Emek Partisi” üyeleri “S-400, F35’lere değil emekçiye bütçe” diyor. Güya silahlanma karşıtı söylemleriyle S-400’ler PKK’nin füzelerini durduracağı için nasıl Amerikancılık yapacaklarını şaşırdılar! Savaş durumunda füzeleri neyle durduracaklarının yanıtını aramayacak denli vatana duyarsızlar.

Hayri Kozanoglu “Bu ülkenin ‘ne S-400’e ne F-35’e’ gereksinimi var. ‘Ne sadık NATO’culuk ne utangaç Avrasyacılık’ bizi düze çıkarır. Özlemimiz: bağımsız, bağlantısız, komşularıyla dostça geçinen bir Türkiye” diyor. (5) 

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek “Medyamız S 400 alımını savunmak için kesintisiz S 400 reklamı yapıyor. Şöyle iyi, böyle üstün, öyle ucuz. Ha S 400 ha Patriot; Ha Rusya ha ABD; Ha Trump ha Putin... Bağımlılık bağımlılıktır, silah silahtır.” (6)

Bağımlılığı, tehdidi ilah almayarak mı savuşturacağız? Çözüm yok. Putin’in Trump’tan farkı yok demek. Dünyayı ve bölgemizi hangisi tehdit ediyor?

6) Kendi savunma sistemimizi, füzemizi üretelim: Menzili emperyalizmi durduracak kadar olan füze üreteceğimiz varsa üretirdik. Kendi füzelerimizin menzili az. ABD veya işaret verdiği müttefiki füze fırlattığında kendimizi nasıl savunacağız? ABD “dur sen savunma sistemini, füzeni üret, ben öyle saldırırım” diyecek mi sanıyorlar? Önce tehdidi bertaraf edersin. Bir yandan da etkili yerli füze üretmeye çalışırsın. Kaldı ki yapmaya çalışıyoruz. Atatürk, emperyalizme karşı vatanı savunurken “elimi Ruslara kaptırırım, aman onlardan silah almayım” demedi. Aksine işbirliği yaptı. Para da aldı, silah da…Vatanı kurtardı, milli sanayiyi de geliştirdi. Silah almak kendi teknolojimizi üretmeye engel değil. Silah alırken teknolojiyi de almaya çalışırsın. S-500’ler ortak üretilecek.

7) Ne ABD Ne Rusya Tam Bağımsız Türkiye: S-400’lere karşı mı değil mi belli olmuyor ancak tam bağımsızlıktan taraf. Ama bunu S-400’lerin geldiği zaman söyleyince S-400’lere karşıymışlar algısı oluşur. Tehlikeyi tespit etmeyen, güya bağımsız tavır aldığını sanan tavır. Akdeniz’de Yunan, Rum, İsrail ile askeri tatbikat yapan, PKK’ye 30 bin tır silah veren, petrol aramamıza itiraz eden ABD değil mi? Afganistan’ı, Irak’ı, Suriye’yi kim işgal etti? Libya’yı kim parçaladı? PKK’ye kim silah veriyor? IŞİD’i kim destekledi? FETÖ darbe girişiminin arkasında kim var? Venezüela’da, Balkan ve Kafkaslardaki Turuncu Darbe girişimlerinin arkasında kim var? ABD mi Rusya mı? 
ABD. Rusya, bizim gibi parçalanmak istenen ülke konumda. Balkan, Kafkas, Türk cumhuriyetlerindeki Turuncu darbe girişimleriyle hedef alındı. 

Türkiye’ye ve bölgeye yönelen en büyük tehdit ABD emperyalizmidir. Rusya’ya düşmanlık veya mesafe durmak Türkiye’yi ABD’ye teslim eder. Rusya’dan silah almak neden tam bağımsızlığa engel olsun! Aksine onu pekiştirir.

Tam bağımsızlık, Rusya’dan füze almamakla değil, mevcut tehdide karşı tedbirlerini almak ve en geniş ittifakı sağlamakla olur. Atatürk de “tam bağımsızlık” diyerek Kurtuluş Savaşı verirken SSCB’den ve müslüman ülkelerden askeri, mali destekle almamalı mıydı? Atatürk Sadabat Paktı, Balkan Atlantı ile emperyalizme karşı ittifak kurmamalı mıydı? Atatürk “bağımsızlığımızı ihlal etmedikçe, mali, askeri, yardım alabilir deyince” tam bağımsızlıkçılığına halel mi geldi?

Rusya karşıtlığı yapanlar aslında ülkemizi Amerika’ya mecbur bırakıyorlar. 

ABD’nin olası tehdit ve yaptırımları

ABD yaptırımları gündeme gelecek. ABD Dışişleri Sözcüsü, “ABD, S-400’ü satın alması halinde CAATSA (Düşmanlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) kapsamında yaptırımlara maruz kalacağını, F-35 programının satın alma ve sanayi paylaşımı (unsurlarına) katılımının askıya alınması dahil son derece ciddi ve olumsuz sonuçlarla karşılaşacağını Türkiye’ye tutarlı ve net şekilde belirtti” demişti.  Pentagon sözcüsü Hava Yarbay Mike Andrews da “ Türkiye’nin Rus yapımı hava ve füze savunma sistemi F-35 programıyla uyumsuzdur. Türkiye’nin iki sisteme birden sahip olmasına izin verilemez” diye konuşmuştu. (7)

F-35’lerin Türkiye’ye teslim edilmeyecek ve Türkiye’nin F-35 programından çıkartılacak. Ünlühisarcıklı’na gore ABD Kongresi’nde, Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasında herhangi bir tereddüt yok. Trump’ın Japonya’daki yumuşak tavrının da geçerli olmayacağına dair şunları belirtiyor:

“Amerikan Kongresi’nde de zaten Başkan’ın NDAA’in [Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası] gereğini yapıp Türkiye’yi F-35 programından çıkartmaması durumunda onun elini kolunu bağlayacak dolayısıyla inisiyatifi Kongre’ye verecek yasa tasarıları da bulunuyor.” 

Dolayısıyla bazılarının dediği gibi Trump Erdoğan ile anlaşsa bile Kongre, Trump’a izin vermeyebilir. Ünlühisarcıklı Trump’ın yaptırımların ertelemesi hususunda Kongre’yi ikna etmesinin “oldukça zor” olduğunu söylüyor. Dahası “Türkiye’nin CAATSA’ya muhatap olacağı bence net” diyor.

Türkiye Atlantik’ten kopup Avrasya’ya yerleşiyor

Türkiye bir yandan S-400 sevkiyatının süreceğinin mesajını verirken diğer yandan da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ağzından Amerikan yapımı hava ve füze savunma sistemi Patriot’lara ilgisinin sürdüğünün belirtilmesi çelişkidir ve hala ABD’den korkulduğunun göstergesidir. Bu çelişkiyle mücadele etmeliyiz. Fakat iktidarın tutarsızlığına, yalpalaması ülkemizin ABD’yle düşman konumlara yerleştiğini, Atlantik’ten koptuğumuzu, bölgemizle, Rusya, Çin ile ilişkilerimizin derinleştiği gerçeğini göz ardı etmemize neden olmamalıdır.
Ünlühisarcıklı ABD güdümlü tek kutupluluğun sona erdiğine, Türkiye’nin Atlantik’ten kopup Avrasya’ya yerleştiğine dair de şunları açıklıyor:

“S-400 sistemleri konuşlandıktan devreye sokulduktan sonra neyi göreceğiz hatta şimdiden de görüyoruz. Bunların montajını yapan, bunları devreye sokacak olan Rus mühendislerin Türkiye’ye gelmesi, bunların bakım onarımını yapacak Rus mühendislerin zaman zaman Türkiye ziyareti, bunları kullanacak olan Türk subayların Rusya’yı ziyareti, Rusya’yı tercih edecek genç Türk mühendislerin varlığı ve gittikçe artan bir oranda Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bir NATO stratejik kültürünün yanı sıra ikinci bir stratejik kültürün yavaş yavaş başlangıçta cılız bir şekilde de olsa doğuyor olması…

Türk-Amerikan ilişkileri muhtemelen bizim bildiğimiz şekliyle aslında bir sona yaklaşıyor şu anda. Daha zayıf, daha konu bazında işbirliğine dönük bir ilişkiden bahsetmek mümkün olacak önümüzdeki dönemde. Ama belki de zaten dünyada bütün işbirlikleri bu doğrultuda devam ediyor. Yani artık büyük böyle stratejik ilişkiler dünyada moda olmaktan çıkıyor, belki Türk-Amerikan ilişkileri de bu eğilimin bir parçası haline gelecek gelecekte.” (8)

S-400’ler bir güvenlik tercihinden ziyade siyasi tercihtir. AKP, PKK ile yapılan açılımın, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PYD’ye verdiği onbinlerce tır silahın, FETÖ darbe girişiminin bölünmeye, iktidarını kaybetmeye götürdüğünü gördü ve tedbir uyguladı. Tehdidin ana kaynağını (ABD’yi) saptadı ve Avrasya ile Atlantik’i dengelemeye çalışıyor. AKP istese de istemese de, sadece dengelere oynamaya çalışsa da Türkiye Avrasya’ya yönelmeye devam ediyor. ABD tehdidi arttıkça da yönelim artacak. Türkiye’de katliamlar yapan PKK’nin bile “Çin’de Uygurlar katlediliyor” korosuna katıldığı bir ortamda Erdoğan ayrılıkçı Uyguların taleplerine tenezzül etmedi ve “Tek Çin”den yana olduğunu belirtti. İpek Yol projesi için Çin ile ilişkileri geliştiriyor.

Tehditlere nasıl göğüs gereceğiz?

Düşünce kuruluşu Amerikan İlerleme Merkezi’nden Max Hoffman, ABD’nin bundan sonra atabileceği adımları da sıraladı. Zayıf CAATSA yaptırımını, belli vize kısıtlamalarını, ithalat-ihracat kredilerinin yasaklanmasını ve uluslararası mali örgütlere girişin engellenmesini kapsayacağını belirten Hoffman, bunun bile, yatırımcı güveninin kırılgan, döviz kurunun hassas olduğu Türkiye için hasar verici olacağını vurguluyor. Dahası Türk kurumlarını, Amerikan maliye araçlarından dışlamak, silah ihracatı izni verilmesini yasaklamak ve Amerikan mali kurumlarından yararlanmalarını engellemek şeklinde bir karma yapı olabileceğini,  bunların Türk savunma sanayi için yıkıcı olabileceğini ve Türk ekonomisine büyük hasar vereceğini, Türk lirasında değer kaybı ve ödemeler dengesinde krizini tetikleyebileceğini belirtiyor. (9) 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu indirdi. Açıklamada kredi notunun indirilmesinin nedenleri arasında, S-400’lerin teslimatının ABD yaptırımları riski taşıması da gösterildi. (10) 

Tehditlere iç cepheyi birleştirerek yanıt verebiliriz. İktidar kutuplaştırıcı söylemlerinden vazgeçmeli, milli meselelerde muhalefetin fikirlerine önem vermeli. Muhalif kesimler de Erdoğan’ın, AKP’lilerin her sözünü, sırf Erdoğan ve AKP’den geldiği için artniyet, içten pazarlıklı bir durum aramadan önce verileri tahlil etmeli ve neyin ülke çıkarına olup olmadığını tespit etmeli, daha sonra uyarıcı görevini yapmalıdır. Daha da sıralanabilir ama iktidar öncelikle şunları yapmalıdır:

Milli silah teknolojisine daha fazla yönelmelidir. Askeri hiyerarşiyi ortadan kaldıran, savaş kabiliyetimizi zayıflatan uygulamalardan dönmelidir. Esad ile el sıkışmalı, Doğu Akdeniz’de MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) ilan etmeli, Pençe Harekatı’nı kararlılıkla sürdürmeli, Fırat’ın doğusundaki Amerikancı oluşum bertaraf etmelidir.

Tarihçi-Yazar Mustafa Solak

https://twitter.com/karahuseyinler

(1) Hilmi Hacaloğlu, “S-400 Sevkiyatı Sürüyor Türk-Amerikan İlişkileri Nereye Evriliyor?”, 13.07.2019, erişim tarihi 13.07.2019, https://www.amerikaninsesi.com/a/s400-sevkiyati-suruyor-turk-amerikan-iliskileri-nereye-evriliyor/4999102.html.

(6) https://twitter.com/Deniz_Zeyrek/status/1149668273774088192.

(7)“ABD Senatosu'ndan Trump'a 'Türkiye'ye yaptırım uygula' çağrısı”, sputnik, 12.07.2019, erişim tarihi 13.07.2019, https://tr.sputniknews.com/abd/201907121039653042-abd-senatosundan-trumpa-turkiyeye-yaptirim-uygula-cagrisi/.

(8) Toroğlu,  agm.

(9) Hacaloğlu, agm.


 

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87