Mal ve hizmet üretilir. Bunun bir üretim maliyeti vardır. Veya üretim yoksa mal ve hizmet satın alınır. Bunun bir alım maliyeti vardır. Üretilen veya satın alınan mal ve hizmet maliyetleri dikkate alınarak belli bir kar oranı ile hedef kitleye satışa sunulur. Mal ve hizmetin satış fiyatı ile üretim veya alım maliyeti arasındaki farka satış kârı denir. İşletmeler için en önemli nokta satıştan kâr elde etmektir. Daha sonra bu karın bir bölümü ile sabit giderler (pazarlama, genel gider gibi faaliyet giderleri) karşılanır. İşte satış karı ile faaliyet gideri arasındaki farka da faaliyet karı denir. İşletmeler mutlaka faaliyet karı elde etmek zorundadır. Çünkü bundan sonra geçici gelir ve gider kalemleri kar ve zararı etkiler.
İşletmeler neden kâr etmez veya zarar eder sorusunun birçok yanıtı vardır. Kâr veya zararı doğuran sebeplerin bazıları işletme dışındaki dinamiklerden, çoğu da işletme yönetiminden kaynaklanır.
İşletme yönetiminden kaynaklanan en önemli sebepler temelde şunlardır:
- Bir işletmenin hatta ailelerin kazanç elde etmesi harcamaların kontrolünden geçer. Maliyetlerini verimli gerçekleştiremeyen, satış gelirine göre giderlerini ayarlayamayan işletmelerin zarar etmesi mutlaktır.
- Mal veya hizmetin fiyatı gerçekçi olarak belirlenmez veya zarar edileceği bilinse dahi o fiyattan satış yapılması şeklindeki fiyat politikası yanlışlıklarına meydan verilir.
- Kötü bir işletme yönetimi zarar yaratma potansiyeline sahiptir. Örneğin bir ayakkabı üreten fabrikada üretime ve işletme yönetimine muhasebeciler, avukatlar, mühendis olmayanlar karışırsa ayakkabı fabrikası kar elde edebilir mi? Bizim ülkede kişinin uzmanlığının veya deneyiminin olup olmadığına bakılmaksızın şirketlerde görev verilir. Kişiler de bu görevi kabul eder.
- Etkin ve verimli olmayan finans ve mali yönetim. Satmak kadar satıştan sağlanan ve diğer finans kaynaklarının çok verimli yönetilmesi gerekir. Türkiye’de orta ve küçük işletmelerde fon yönetimini genellikle uzman olmayan kişiler yapar. Hele işletme aidiyeti fazla olan yönetimdeki kişilere laf anlatmak uzmanların bile yeteneğini aşar.
- Genelde işletmeler bir bütçe ve nakit akış disiplini ile hareket etmezler. Hep günlük karar verirler. Onlar için kısa vadeli pratik çözümler işletmenin sorunlarının çözüm anahtarıdır.
- Öz kaynaktan çok daha fazla kredi kullanmak. Genellikle işletmeler ayağını yorgana göre uzatmaz. Sermayesinden daha fazla kredi kullanır, yani borçlanır. Kredilerin faiz maliyetinin üstünde kar oranı ile çalışamazlarsa zarar etmeleri kaçınılmazdır.
- İşletmelerin alacaklarını tahsil edememesi halinde de işletmeler sıkıntıya girer. Yani müşterileri batarsa alacaklı olanlar da bundan zarar görür.
Sürekli zarar eden işletmelere Karun’un hazinesi de yetmez. Sürekli zarar bir yerlerden finanse edilirse bunun da sonu yoktur. Ya şirketin varlıkları azalır ve yok olur; ya borç artar; ya da katkı sağlayanlar katkı sağlamaktan bitap düşerler!