SUSMAMAK LAZIM ASLINDA...

Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli dostlarım...

Yazacak o kadar çok konu ve olay vardı ki ama ben yazamadım. SUSTUM adeta...

Aslında yüreğimden geçenleri yazmak için kaynıyor benliğim ama bir türlü kafamda dönen kelimeleri kağıda dökemiyordum. Hep derim 'Herşeyin bir vakti ve zamanı var' diye. Demek ki yazmanın da vakti ve zamanı varmış.

Dünya neredeyse savaşın eşiğinde, hayat pahalılığı almış başını gitmiş, alım gücü kalmamış, borçla borç öder duruma gelmişiz, sağıma dönsem ayrı bir acı, soluma dönsem ayrı bir feryat... İnsanlar isyanda.

Keyif kalmamış, nezaket kalmamış, herşeyden önce de insanlarda vicdan kalmamış.

Tüm bu karmaşanın içinde boğuşurken, biraz soluklanmak için çok sevdiğim sanatçı dostlarım Frida Vinci ve Kashmir Omar çiftinin ziyaretine gittim. İyi ki de gitmişim.

Doğanın içinde olmak, Saros'un muhteşem havasını solumak iyi geldi.

Onlarla olmak, bahçede mangal yapmak ve dost sofralarında uzun sohbetler etmek açıkcası beni çok mutlu ediyor. Kashmir Omar'ın muzip takılmaları, Frida'nın harika sohbeti yorgun zinnime ve bedenime iyi geliyor. Bu arada evleri muzaam güzellikleri barındırıyor. Adeta sanat müzesi...

Kashmir'in dünyanın değişik ülkelerinden getirttiği paha biçilmez koleksiyonları, taş çalışmaları ve diğer eserleri, Frida'nın iri göz portre çalışmaları ilk bakışta anlatabildiklerim. İçine girdikçe, dikkatlice inceledikçe eserlerin içinde renklerde ve tualde kayboluyorsun. Sanki bir başka boyuta geçiyorsun. Düşünsenize iki katlı sanat müzesine dönüşmüş evde sabah kuş cıvıltıları eşliğinde gözünüzü sanata açıyorsunuz..

İnanın harika bir dinginlik. Zımba gibi uyanıyorsunuz yeni güne.

Karmaşık dünyanın kederleriyle boğuşup, zalim insanların yarattığı kaotik ortamların içinde mücadele vermekten yorgun düşünce orası ayrı bir huzur sığınağı oluyor insana.

Bir kaç günlük dinginlik ve huzurun sonrasında tekrar gündelik yaşama döndüğümde depoladığım ne varsa hepsini tükettim. Tam bir şok etkisi yani.

Baksanıza gündeme...

Ülkemizde enflasyon çıldırmış, dar gelirli diye birşey kalmamış ve insanlar neredeyse açlıkla sınanır hale gelmiş. Emekli sürünüyor, işçi geçinemez durumda, memur desen onların durumu da parlak değil. Kısacası can çekişiyoruz.

Peki dünya?...

Dilim varmıyor söylemeye ama adeta kan gölüne döndü..

Afrika'daki çatışmalar, Suriye'deki iç savaş, Rusya-Ukrayna savaşı derken, şimdi de İsrail-Filistin savaşı patlak verdi. Ortadoğu yine kan gölüne döndü ve acımasızca siviller katlediliyor. Diğer bir deyişle Filistin'in üzerine gökten adeta ölüm yağıyor ve kadın, çocuk, yaşlı, genç acımasızca öldürülüyor.

Televizyonu açmaya korkar oldum. Her an herşey olabiliyor çünkü..

İnsanlık için tek duam rabbim dünyayı yöneten liderlere vicdan versin. Çünkü artık yürek dayanmıyor açlığa, yokluğa ve anlamsız savaşlara.

Yine mi kaçsam acaba Frida ve Kashmir'in yanına, yine mi kaybolsam kuş cıvıltıları eşliğinde renklerde..

Neyse burada noktalayalım ve bir başka yazımda buluşmak üzere hoşçakalın...

Sanat ile uyanmak, güzelliklere kucak açmak dileği ile...

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87