YÖ-NE-TE-Mİ-YOR-SU-NUZ!..

Yeni Türkiye’yi “inşa edecek!” hükümet kurulalı ne kadar oldu?..

-Bir hafta!..

Yalnızca şu bir haftada olanlara bakın; Önce sınırımızı ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus uçağı düşürüldü, ikili ilişkilerden, ekonomiye, askeri ilişkilerden turizme her şey berhava oluverdi... Gelecekte daha neler olacağı, olabileceği ise cabası...

Daha olayın şoku sürerken, 6 ay önce yapılmış MİT TIR’ları haberi nedeniyle iki gazeteci, Can Dündar ve Erdem Gül, dünya hukuk tarihine geçecek bir iddia ve kararla “casusluk, terör örgütü üyeliği” gibi suçlamalarla tutuklandı... Olur mu böyle şey derken, dün Aydınlık’ta, “Yine TIR Yine Silah” başlığıyla “insani yardım” adı altında MİT gözetimindeki TIR’ların çeçen ve Uygur asıllı terörist gruplara ulaştırılmaya devam edildiğini, Bayırbucak’taki Türkmenlerin önemli bölümünün Gaziantep’teki kampa yerleştirildiğini iddia etti, iyi mi!.. 

Gazeteciler, aydınlar, milletvekilleri, yurttaşlar bu akıl almaz durumu protesto edip, bol bol biber gazına, copa talim ederken Diyarbakır’da güpegündüz, binlerce kişinin ortasında, şehrin tam göbeğinde, üstelik canlı yayında Baro Başkanı Tahir Elçi can verdi, ikisi oradaki düzeni sağlamak üzere görev yapan polis memuru şehit oldu... Teröristler ise o kadar güvenlik görevlisinin arasından sıyrılarak kayboldu... Üstelik, yalnızca bir gün önce Diyarbakır’da polis aracına bir “Beyaz Toros” tan ateş açılmış, arabaya 150 kurşun isabet etmiş ve 3 polis yaralanmıştı!..

-Bu nasıl bir istihbarat zafiyetidir?..

Ülkeyi giderek daha büyük bir kaosa mahkum eden, istikrar diye diye ülkeyi dehşet, kan ve yoksulluk cehenneminin tam da ortasında bırakan bu iktidar için “17-25” Aralık kepazeliğinden sonra “yönetme kabiliyetini yitiriyorlar”  diye yazmıştım. Bu yazıdan sonra iki seçim kazanmasına karşın, hem içerde, hem dışarda yaptığı akıl almaz yanlışlar çok doğal olarak ayağına dolandı... Sarayın hakimiyetindeki bu hükümet, bu kafayla artık “yönetme refleksini” tamamen yitirdi!.. Baskı, “dilsizler ülkesi” yaratma gayretleri, gazeteciler, aydınlar, halk üzerinde estirilen terör artık hiçbir işe yaramayacaktır. HDP Eşbaşkanı, Selahattin Demirtaş, Tahir Elçi’nin öldürülmesinin ardından, 40 yılda bir olanı biteni çok doğru yorumlamıştır:

-Devletsizlik öldürdü onu!..

“Canikom!”

Hani, art arda gelen boğucu olaylardan, havsalamızın almadığı “iğrenç” tavırlardan sonra, birbirimize sorduğumuz o meşhur soru vardır:

-Ne oldu bize!..

Ne olduğu ortada değil mi?.. Ötekileştirildik... Parçalandık... Birbirimize düşman edildik... Cenazelere bile hakaret edip, “oh olsun” diyecek kadar insanlıktan çıktık!.. Örnek o kadar çok ki; Ankara katliamından sonra, Konya’da oynanan milli maçta olanları, sosyal medyadaki aşağılık mesajları düşünün yeter zaten... 

Tahir Elçi’nin öldürülmesinden sonra, twittera düşen iki mesaj, insan olan herkesin kanını donduracak cinsten bir alçaklıktı ve doğrudan Elçi’nin eşi Türkan Elçi’yi hedef alıyordu:

-Türkan Elçi sıra sende canikom:)) 

-Nasıl yaşarsan öyle ölürsün yani köpek gibi sokak ortasında Tahir Elçi

Şu tweetlerin içeriğindeki ahlak düşkünlüğüne, haysiyet bozukluğuna, kan kokusu almış kurt tavrına bakar mısınız?. Şayet bu mesajlar herhangi bir trol artığı tarafından atılmış olsa, tiksintiyle bakılıp geçilebilirdi... Ancak, çok daha vahim olan şu: bu mesajların adresi tespit edildi; twetter hesabının, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Beyoğlu Emniyet Amirliği’nde görevli polis memuru G.E’ye ait olduğu belirlendi ve hakkında inceleme başlatıldı. Polis memuru bu hesabın kendisine ait olmadığını iddia etti. Dileyelim söylediği doğru çıksın...

-Yoksa, bizi korumakla görevli polisten nasıl korunacağız, işte orası meçhul!..

AB’ye vize kalkıyormuş, şahane!..

Yaşadığımız karabasan günlerinde iyi haber Avrupa’dan geldi...

Yandaş medya ile birlikte merkez medyada da bir sevinç, bir coşku, sormayın gitsin!.. Hürriyet örneğin, sürmanşetten duyurmuş gelişmeyi:

-AB ile bahar...

Ne güzel! Ne olmuş peki?.. AB vizesinden “muaf kalma” vaadi almışız!. Şahane değil mi?. Ancak dikkat isterim, muaf kalmamışız, vaat almışız; bazı “ufak tefek”  istekleri karşılarsak 2016 Ekim’inde, yani 11 ay sonra gerçekleşmesi muhtemel bir vaatten söz ediyorum!.. Bitmedi, üstüne bi de 3 milyar Euro vermeyi de kabul etmemişler mi, çift katlı, kaymaklı ekmek kadayıfı!.. Daha durun; AB ile katılım da canlanıyormuş, iyi mi?.. Yılda iki zirve yapılacakmış ve ilki aralıkta olacakmış... Bitti sanıyorsanız aldanıyorsunuz: Gümrük Birliği anlaşması genişletilecek, enerjide işbirliği yapılacak... Pekii böyle zebil gibi yağan  bereketin ederi ne?.. Tek madde:

-Geri kabul Anlaşması!..

Ne demek bu?. Çok basit canım; Avrupa’nın istemediği mülteciler, paketlenip Türkiye’ye postalanacak... Ayrıca  Türkiye artık resmen bir “mülteci deposu” olarak, bundan böyle Suriye’den ya da Ortadoğu’dan kaçak olarak gelen ya da Türkiye’de bulunan mültecilerin Avrupa’yı rahatsız etmesini engelleyecek, işte bu denli kolay!... Bizdeki mülteci sayısı da artık 4 milyon mu, 5 milyon mu olur bilemem valla!.. Bir öngörüyle bitireyim:

-Sevgili yurttaşlarım, vize kalkıyor diye hazırlıklara başlamayın, Avrupa’yı gayet yakından bilen bir gazeteci olarak söyleyeyim; nasıl bir “muafiyet” çıkar, vizesiz adı altında Avrupa’ya gidenler hangi cehennem cenderelerinden geçirilip geri postalanır bilemem, aman dikkat!!!


https://twitter.com/umit_zileli
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Köksal Altıntaş 8 yıl önce

mi̇lyonlarin okumasi gereken bu yazi'nin koşullar gereği̇ i̇steni̇len sayidan daha az okunma olasiliği beni̇ üzüyor. bu böyle devam etmeyecek elbet.not:klavyeden mi,sayfadan mı bilmem büyük harf basmadı bir türlü.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87