YORUMUM ŞU ki; MÜBALAĞA SANATINDA RAKİPSİZLER!
 
Bugün yine ayrıntılı, taze, sıcak bilgiler soru şeklinde sunulacak!
 
Erdoğan; “Bütün pislikleri biz temizlemek zorunda kaldık. Bir zamanlar 8 ay memuruna maaş ödemeyen bir devlet vardı. Biz geldik, takır takır ödedik. Şu anda insansız hava aracı, tank, tüfek yaptığımız için batı bizi kıskanıyor. 16 Nisan düğün- bayram günüdür” demiş. Ancak bu toz duman içinde ülkemizin ağırlığını, caydırıcılığını niçin yitirdiğini söylememiş! Şimdi meydan meydan, ekran ekran, salon salon, il ilçe dolaşan kadroların konuşmalarına geçelim;
 
Mikrofonu eline alan öncelikle istikrar istiyor. 15 yıldır tek başınasınız yok mu, yoksa niye getirmediniz, kim mani oldu? Diyene yanıt yok!
 
Kürsüye çıkan tek parti iktidarı diyor. 15 yıldan beri ülkeyi kaç parti yönetiyor? Diye sorana cevap yok!
 
Kalabalığı gören çift başlılıktan yakınıyor. 15 yıldan beri kaç başlılık var? Diyene ses- seda yok!
 
Ekrana çıkan cumhurbaşkanıyla başbakan anlaşamıyor, o bakımdan başbakanlık kalkmalı diyor. 15 yıldan beri can ciğer kuzu sarmaydınız diyene yanıt yok!
 
Karşısında halkı gören koalisyonlar kötü diyor. 15 yıldan beri koalisyon gören var mı? Şeklinde soru yöneltene bakmak bile yok!
 
Soru sorulmasını istemedikleri belliyken, cevap vermeye yanaşmadıkları ortada iken ve de yeri gelmişken küçük notlarla büyük sorulara doğru ilerleyelim:
 
17 Nisan sabahı uyandığımızda irtifa kazanacak, itibar yükselecek, istikrar gelecek, Türkiye uçacak mı? Partilerinden kopanlar yeni bir parti için harekete geçecek mi? Erken seçim gündeme gelecek mi? Ülkenin geleceği,  milletin geleceği, gençlerin geleceği ve daha aydınlık daha kalkınmış bir Türkiye için bugüne kadar niye atılmadığı bir türlü anlaşılamayan(!) hangi adımlar atılacak?
 
Dahası da var! Türkiye nasıl yönetilecek?
Asıl mesele ve kritik soru; başkan olan şahıs tüm bu işlere nasıl yetişecek?
 
Örneğin cenaze namazında sakız çiğneyen bir belediye başkanına herhangi bir yaptırım uygulanacak mı? Ya da konuşmasını yapmak için anons edilirken; “Kargaşanın, kaosun, terörün mimarı sayın bakanımız” diye tanımlanan bakan yerinde kalmayı sürdürecek mi? Düzce’den Torbalı’ya, Trabzon’dan Ankara’ya uzanan aile boyu, sülale boyu torpiller bitecek mi?
 
Belki yaşanan bu ortamda sorulan bu soruların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur ama arada kaynamasın diye, atlanmasın diye not düşmek istedik. Şunun şurasında ne kaldı 16 Nisan’a diyerek…
 
Ha! Bu arada en önemli notu atlamayalım! Yer Beykoz. Dev bir afişte şunlar yazıyor! “Tek başına Avrupa’yı titreten kadın! Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sn. Dr. Fatma Betül Sayan Kaya Beykoz’da!”
 
İkinci önemli not: Şimdi başlık cuk oturdu değil mi?
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87