DİKKAT! 2 KASIM'da DİKTA KAPIDA!

Gazeteci, yazar Kerem Çalışkan'ın, Odatv.com'da yayımlanan '2 Kasım'da dikta kapıda' başlıklı ilginç yazısı aynen şöyle;

2 Kasım'da dikta kapıda

Türkiye 2 gün sonra çok kritik bir seçime gidiyor.

Herkes 2 Kasım’da Erdoğan’ın 7 Haziran seçimini beğenmeyip Türkiye’yi ‘tekrar seçim’e zorlayan inadının kırılmasını, AKP tek başına iktidar olamazsa bu kez bir koalisyon kurulmasını bekliyor…

Ben beklemiyorum…

İpek Koza’nın 2 TV ve 2 gazetesine Erdoğan iktidarının yaptığı hukuk dışı kayyım-polis operasyonu biraz siyasi sezgisi olan herkese 2 Kasım’dan sonra ‘Daha büyük hukuksuz bir şiddet ve daha büyük dikta’geleceğini hissettirmiş olmalıdır…

Erdoğan iktidarı 13 yılda kurulmuş bir tek adam iktidarıdır…

Bunun adı Erdoğan rejimidir…

Erdoğan rejimi, özel mülke kılıfına bile uydurulamamış hukuksuz müsadere ve medyada yazıişlerine varana kadar polis baskısıdır…

1 Kasım seçiminden ne sonuç çıkarsa çıksın, Erdoğan kurduğu bu tek adam iktidarını, tek adam rejimini kendiliğinden bırakıp gitmeyecektir…

Fatura bırakamayacağı kadar büyümüştür…

2 Kasım’da Türkiye’yi neyin beklediğini Erdoğan 29 Ekim gecesi Saray resepsiyonunda açıkladı:

-‘Millet koalisyona izin vermeyecektir’ dedi. Bu açıkça ‘Ben koalisyona izin vermeyeceğim’ demektir…

-‘1 Kasım 2023 için kırılma noktası olacak’ dedi. Bu ‘başkanlık sistemi’nin yolu açılacak’demektir.

Erdoğan bu seçimde tek başına AKP iktidarı ve kendi tek adam rejiminin güçlenmesini bekliyor…

Aslında 1 Kasım seçiminde iki ihtimal vardır…

Ya tek başına AKP iktidarı, 276 sandalye ve üstü…

Ya da AKP’nin 276’nın altında kalması…

Birinci ihtimal Erdoğan’ın tek adam iktidarını ve diktasını pekiştireceği bir süreçtir…

Geri kalan son birkaç medya kuruluşuna, Bugün TV’ye yapılanlar yapılacaktır…

İkinci ihtimal, yani AKP’nin tek başına iktidar kuramaması, az farkla 276’nın altında kalması halinde, Erdoğan daha büyük bir şiddet ve dikta yöntemiyle her türlü muhalif sese karşı harekete geçecektir…

Bu süreç sadece uzatmalarla 2016 yılbaşına kadar sürüklenebilir…

Erdoğan’ın diktasını pervasızca uygulayacağı iki uzun ay…

Burada şu soru ortaya çıkıyor: Toplum bunu kaldırır mı?

Bunun yanıtı şu:

Türkiye böyle bir dikta rejimine karşı direnecek bir organize güce sahip değil…

Erdoğan’a muhalif partiler, güçler, örgütler ve sesler çok dağınık ve toplu refleks gösterecek bir yapıda değiller…

İpek Koza’ya, Bugün TV’ye faşizan dikta yöntemiyle el konması bunu herkese açıkça gösterdi…

Tabii F Cemaati’nin Ergenekon, Balyoz süreçlerinde Erdoğan’ın safında aktif tetikçi, savcı, hakim vb. rollerinde olması, medya desteği vermesi, şu anda mağdur duruma düştüğü zaman arkasında geniş bir sol, demokratik destek oluşmasını engelliyor…

Soldaki dağınık ve bölünmüş yapı, solun bütüncül siyaset yapmasını da engelliyor…

CHP ve MHP’ye gelince…

Onlar seçimden ne sonuç çıkarsa çıksın, Erdoğan diktasına karşı ortak ve toplu bir direniş sergileyecek durumda değiller…

Örneğin CHP ve MHP, Bugün TV’ye polis baskınına karşı elele verip onbinleri oraya toplayarak olayı bir özgürlük direnişi haline getirebilirlerdi…Dünyanın dikkatini çekebilirlerdi… Yapamadılar…

Örneğin Erdoğan’ın 2 Kasım sonrası muhtemel zorbalığına karşı CHP ve MHP birlikte 1 milyon kişilik miting yapabilir mi?.. Yapmayı becermeleri gerekiyor… Diktaya karşı tek yöntem budur…

Türkiye toplumu buna hazır mı?

Değilse, Erdoğan diktasını kim nasıl durduracak?...

Bazıları ‘Ama ordu?’ veya Ama Batı?’ Erdoğan’ın bu diktasına izin verir mi? Veya göz yumar mı? gibi sorular soruyorlar…

Hangi ordu? Hangi Batı?..

Erdoğan diktasını, HDP/PKK ile savaşı şiddetlendirerek veya iflas etmiş Suriye politikasını, yeni çatışmalarla tazeleyerek, milli lider (Milli diktatör) kimliği ile sürdürebilir… Orduyu da kullanarak…

Hangi Batı? ABD mi, Avrupa mı gelip Türk halkını Erdoğan’dan kurtaracak?

İnsanı güldürmeyin…

Türk halkı 2 Kasım’da Erdoğan’ın dikta tehdidi ve tehlikesine karşı kendi gücüyle karşı koyamazsa, kimseden yardım beklemesin, medet ummasın!..

Peki seçime 2 gün kala bu yazı neden yazıldı ve ne anlama geliyor?

Bu yazı 2 Kasım’da ufukta görünen daha büyük dikta tehdidine karşı herkese zihinsel alarm vermek için yazıldı.

Erken uyarı olarak kabul edebilirsiniz…


Kerem Çalışkan
Odatv.com