GÜVEN DUYGUSU mu, O NE?

Çok güçlü bir iktidar ve daha güçlü bir lider yönetiminde 15 yılı geçirdik, geçiriyoruz. Bu süreçte ne olduya girersem hem günler yetmez, hem de sayfalar güme gider! O nedenle özetliyorum. Bana en çok dokunanları, içimi en çok acıtanları başa alarak ilerliyorum. Bu 15 yıl boyunca Cumhuriyetin biriktirdiği ne var ne yok satıldı mı? 2002 yılında dış borç 123 milyar dolarken bugün 400 milyar doları geçti mi? Köprüyle, duble yolla, oto yollarla, hızlandırılmış tren hattıyla, havaalanlarıyla, şehir hastaneleriyle sabah akşam övünülmesine rağmen beklenen sıcak para akışı sağlandı mı? 

İthalat artıp, ihracat dibe vurdu mu, biten turizm, alev topuna dönen işsizlik alıp başını gitti mi? Niye gittiğimiz, ne zaman döneceğimiz belli olmayan yerlerden bayrağa sarılı olarak gelen şehitlerin ardı arkası kesildi mi?

Olup biteni canlı olarak yayınlamayan- yayınlayamayan Meclis Tv kendini savunabilecek mi? Gece yarılarına doğru herkes uyurken kavga gürültü ortamında geçen yasalar her derde deva olacak mı? Yeni yasama yılında kavgasız dövüşsüz saldırısız tekmesiz bir meclis hayalimiz gerçekleşecek mi? Sağlam bir hukuk sistemi, güçlü bir eğitim sistemi, insana güven veren bir ekonomik sistem yüzünü bize de gösterecek mi? Okullarda, kuran kurslarında, yurtlarda çocukların başına gelenler bitecek mi? Kadına şiddet, çocuğa taciz azalacak mı? OHAL sürerken sandığa gitmek pratikte kolay görünse de demokratik mi? Bu koşullar altında referandum kampanyası yansız olacak mı?

Yanıtlar çok ve çeşitli! Keşke bunların yerine ihracatı, hizmet kalitesini, üretimi, tasarlayan, yapan, düşünen, taşıyan yönetimin başarısını konuşup yazıyor olsaydık!

Söz buraya gelmişken tarihe bakma zamanıdır! Ne diyor Atatürk, İnönü’ye yazdığı mektubunda; “Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Cumhuriyetin insan malzemesini hazırlamalı, namus cephesini güçlendirmeliyiz. Önümüzde ne bir örnek var ne bir deney. Ancak özgür bir toplum oluşturmak, çağdaşlaşmak, bu ideali gerçekleştirmek zorundayız. Bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim.”

Mektup 30 Ekim 1923 yılında yazılmış. Yıl 2017. Şimdikilerin önünde kan ve can pahasına elde edilen örnek de var deney de!  O halde bu arayış niye?

Her düzeyde yapılan açıklamalara göre, referandum sonunda Türkiye, daha demokratik bir rejime kavuşacak, kuvvetler ayrılığı yerleşecek, yargı bağımsız ve tarafsız olacak, yasama güçlenecek, ülke yönetimi daha dinamik olacak, ülkemiz hızla büyüyecek, milli gelir artacak, terör bitecekmiş.

Vurgulananlar bizim yıllardır beklentilerimizken neden bunca geç kalındı?
Yıllardır tek başına hükümet olan AKP iktidarı bunu hayata geçirmek için niye bu kadar bekledi?
TBMM’de sürüp giden anayasa savaşlarında amaç savundukları gibi ülkemizin istiklali mi, bazılarının istikbali mi?
Sıralanan tüm sorular yanıta muhtaçtır…
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87