HAYIR’dır İNŞALLAH!

Düşünüyorum da ne güzel deyimlerimiz var bizim!
Bir işi merak edince “HAYIRDIR inşallah” gibi,
Son yıllarda moda olan “HAYIRLI Cumalar” gibi,
Yine son yılların modası “HAYIR’lara vesile olur inşallah” gibi
Mutlu törenler için kullanılan “HAYIRLI olsun” gibi,
Sonu kuşkulu olan konular için “HAYIRLISI olsun” gibi…
Benim memleketim olan Kars’ta günaydın yerine “HAYRA karşı gedesen” gibi,
Siz listeyi uzatabilirsiniz. Ben burada kesip yazıma başlamalıyım.

Toplum artık bıkıp usandı. Neden mi? Operasyonlardan, baskınlardan, tutuklamalardan, ihbarlardan, kelepçeli görüntülerden, FETÖ belasından, komşularla olan bozuk ilişkilerden…

Yine topluma gına geldi. Niye mi? Yandaş esaslı liyakatsiz atamalardan, hileli sınavlardan, hakkı yenen insanların duyulmayan çığlıklarından, her başarısızlığın kahramanlık ve başarı olarak gösterilmesinden, referandumda HAYIR diyeceklerin başına gelenlerden ve gelecek olanlardan…

Ve toplum sıkılmaya başladı. Niçin mi? Doların fren tutamamasından, iflaslardan, kapanan işyerlerinin çokluğundan, artan işsizlikten, kadın cinayetlerinden, eğitimli ve genç işsizlik oranından, içimizde ve bölgemizde yaşanan olaylardan…

Tüm bu yazılanlara ve sıralananlara istikrar diye diye oy alanlar ne der bilmiyorum ama bunun adı istikrarsa durmak yok yola devam!

Durmadan 1930’lu yılları hatırlatan ve eleştirenler ne der bilmiyorum ama kısa ve vurgulu bir iki örnek iyi olur diye düşünüyorum…

Bundan 87 yıl önce Atatürk sıfırdan bir devlet kurdu. Para yoktu, pul yoktu, yetişmiş insan gücü süregelen savaşlarda yitip gitmişti, okuma yazma bilen yoktu, Cumhuriyet ilk kurulunca bu oran yüzde 5’ti, fabrika yoktu, zanaatkâr yoktu, yol, tren, elektrik yoktu. Ama o güç, o güven, o kurtarıcı ve o kadrolar bizi bugünlere taşıdı…

Adının önünde profesör yazan burnu havalarda koca koca adamlar-  hocalar ne der ne düşünür bilmem ama sık sık, özellikle de son yıllarda yüksek tepelerden dolaşıma sokulan ve yerli yersiz kullanılan “noktasında, noktasal” gibi anlamsız, yersiz laflardan da bıkıp usandı toplum.

Oysa toplum; sabah akşam kürsülerde, televizyonlarda, her çeşit toplantıda boy gösteren bu abartılı sıfatlardan akılda kalacak, yüreğe işleyecek, adama helal olsun dedirtecek ölçüde, ebatta, ağırlıkta sözler, açıklamalar, deyimler bekliyor. Bir tümcede onlarca kez geçen ve havada asılı kalan “noktasında- noktasal” ne?

Beyler! Yürekte kalıcı anlar, anılar kadar yüreğe ve dile yapışan sözler, deyimler de vardır, aslında pek çok şeyi anlatan ve pek çok soruya yanıt veren. Öyle laflar edin ki uzun süre kafamızda taşıyalım, biraz ezber bozalım, biraz iz bırakalım, biraz okuyalım, biraz araştıralım, biraz gerilere gidelim, biraz da meraklı olalım. Metin yazarlarınıza ve danışman ordunuza hatırlatın olur mu?

Not: Başlık ne alaka derseniz? Anlı şanlı büyüklerimizden öğrendim ve referandum noktasında, noktasal bir nokta koymak istedim!
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87