O NE HIZDI ÖYLE!
 
Anayasa teklifinin meclis süreci hepimizce malum! Yeterince tartışılmadan, üzerinde konuşulmadan, korku salınarak, sabahlayarak, masaların üstünde uyuklayarak, zaman zaman tekmeler havada uçuşarak, günde 15-20 saat çalışılarak, gözler sık sık ovuşturularak geçirilen hızlı sürecin sonucu ne mi olmuş?
 
Şöyle olmuş! Ocak ayı bitmeden yetişecek dedikleri paket, meclis başkan vekilinin masasına takılmış. Yani Beştepe’ye bi türlü gidemiyormuş. Ne Erdoğan “Ey Meclis niye bana yollamıyorsunuz?” diye soruyor, ne de başbakanın aklına “niye bekletiyorsunuz kardeşim” demek geliyormuş!
 
Bu durumda sabahlayan AKP ve MHP’li vekillerin, o yaman ikilinin zamana karşı yarıştıkları uykusuz gecelerin hesabını kim verecek, ya da o hesabı kim soracak kardeşim? Yazık değil mi bu ülkenin vekillerine? Madem masada bekletilecekti bu acele neydi ve niyeydi?
 
Memleketin bunca derdi varken, günah değil mi vekilleri böyle yorup hırpalamaya! Dış politikada kuşatılmışlık, ağıtları dinmeyen anaların iç yakan feryatları, dünyaya gözlerini 9 bin 570 lira borçla açan çocuklar, kamunun artan iç ve dış borçları gibi konularla ilgilenmek dururken madem acelesi yoktu, niye yordunuz onları, onca gün ve saat?
 
Yine 118 devlet, 65 vakıf olmak üzere 183 üniversitenin bunca sorunu varken, mezunları işsiz güçsüz ortalarda gezinirken, meclis neden onların sorunlarıyla uğraşmak yerine uykusuz kalsın! Talan edilen devlet malı, çalınan yetim hakkıyla uğraşmak ve çare aramak varken meclis niye başka şeylerle uğraşsın!
 
Çocuklara taciz hız kesmezken, bu yara ve bere içinde herkes biraz yaralıyken, olayların yarattığı travmaya, o çocukların yaşam boyu duyacakları kaygıya can dayanmazken acelesi olmayan bir iş için meclis neden yorgun düşsün!
 
Gözden kaçmıştır diye hatırlatalım. MEB Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürü Semih Aktekin; “100 bin ihtiyaç var, 1 milyon kişi atama bekliyor. Turist rehberi olabilirler” şeklinde atama bekleyen öğretmenler için ilginç bir açıklama yaptı. Turist rehberleri hemen; “Bize de iş yok” şeklinde cevap verdi. Kara mizah bu olsa gerek şeklindeki bu açıklama için meclis ve ilgili komisyonlar ne dedi, duyan var mı?
 
Memlekette huzur ortamı yaratmak için polisler, karakollar, çevik kuvvet, yunus polisler, hızlı güçler, özel koruma orduları, asayiş şube, olay yeri inceleme timi, istihbarat birimleri vb binlerce kişi gece gündüz demeden çalışıyor. Hala güven ortamı yaratılmamış, hala halk tedirgin, ne Reina akıldan çıkıyor, ne de büyükelçi cinayeti! Bir iki çalışkan vekilin dışında, meclis bu konuda ne yapıyor, hangi önergeler veriliyor, duyan var mı?
 
Ülkeyi bir gemi sayarsak, o geminin aktörleri ve faktörleri seçilmiş vekillerdir. Onları yormamak, ülkenin daha yaşamsal konularına kanalize etmek gerekmez mi? Halkın yeşil alanlarına hoyratça göz dikenler, kadın cinayetlerinde sevgi indirimi yapanlar gün gibi ortada iken, ülke dikensiz gül bahçesi değil ki, meclis sadece bir konuya günlerce, saatlerce kitlenip dursun. Üstelik ülkemizde dikenler bu kadar çok ve sertken…
 
Yazılanlara inanmayanlar sokağa çıkar, vapurda, çarşıda, pazarda, durakta, metrobüste, kahvede konuşulanlara kulak kabartır.
 
Yapılan bu pilavın çok su kaldıracağının aşikâr olduğunu görür ve duyar…
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87