TARİHLE RANDEVU…

Önce giriş notu düşeyim, bu bir bilgilendirme raporudur! Artık adına özetler mi dersiniz? Kısa bir ufuk turu mu sayarsınız? Dikkat unutmayalım uyarısı mı kabul ederseniz? Virajdan önceki son çıkış mı? O size kalmış. Ben görevimi yapiyim de!

Bazen insanın düş gücü sınır tanımaz ya! Bu herhalde en çok da karikatüristlerin işi ve ilgi alanı! (Musa Kart’ın kulakları çınlasın). Geçenlerde Behiç Ak çizdi. Bir kuş ve köpek aralarında konuşuyorlar. Kuş köpeğe; “Farkında mısın? Dünyada hayvan haklarını savunanlar nasıl da arttı” diyor. Köpeğin yanıtı; “Umarım insan haklarını savunmanın zorlaşmasından değildir!” şeklinde oluyor!

Düş gücünün sınırsızlığına vurgu yapan bu çizgiyle dışa vurum bana çok şey anlattı desem abartmış olmam! Tembeller uyanmazsa, nazlananlar ayılmazsa, gençler yaşlılara yardımcı olmazsa, aydınlar üzerine düşeni yapmazsa, bu son dönemeçte de aklımız başımıza gelmezse tarihle randevumuza yine geç kalacağız ve bu sefer iş işten gerçekten geçmiş olacak…

Cami imamı AKP döneminde açılan köprü ve yapılan otoyolları hazmedemeyenlere; “Gözünüze dizinize dursun” diye beddua edince, başbakan bir tık daha yukarı çıkarak; “Gözleriniz dizlerinize aksın” demiş.  Başbakan şakacı ya! Baldan giriyor kaymaktan çıkıyor. Dolardan giriyor dolmaza gidiyor. Sonra da, nasıl olacaksa gözlerimizi dizlerimize akıtıyor! Ülkenin göz doktorlarına yine çok iş düşecek galiba… 

Şimdi ciddiyeti ele alarak ilerleyelim. Ülkemizde 1990 yılında 100 çiftten 9’u boşanırken, bu sayı günümüzde 100 çiftten 22’ye kadar çıkmış. Evine ekmek götüremeyen, borcunu ödeyemeyen, çoluk çocuğuna bakamayan boşanmayı seçiyormuş. Bir başka deyişle 2015 yılında evlenen 603 bin kişiden 132 bini boşanmış. Demek ki en az üç çocuk uyarısı, kutsal aile birliği konferansları, dağıtılan el kitapları pek hedefe ulaşmamış!

Bu arada açıklanan resmi rakamlara göre; Ocak ayı içinde 37 kadın öldürülmüş. Yani “Güçlü Türkiye” bu alanda da destan yazmayı sürdürerek, dünya birinciliğini yine kimselere kaptırmamış!

Sırada çocuklar var. OECD ülkeleri içinde Türkiye’nin çocuk karnesinin çok kötü olduğu, ülkemizdeki 24 milyon çocuktan 6 milyonunun yoksulluk koşulları altında büyüdüğü açıklandı. Yetkililer açlık sınırının 1677 liraya yükseldiği bir ülke için bu sonucun şaşırtıcı olmadığını söylüyor.

Giriş notumda bu bir özet bilgidir demiştim. Ayrıntılara girersek yazıyı toparlayamam.  O nedenle işsizlik oranlarına filan girmiyor, ama bazı gerçeklerin altını yine ve yeniden çiziyorum! Malum olduğu üzere sarayın 1300 odası, 800 çalışanı, daha mütevazı olan Başbakanlık köşkünün 728 hizmetlisi var. TBMM’de ise 5682 çalışan var. Ayrıca her vekilin 2 sekreteri, 2 danışmanı var. Ve buna bölgesel ölçüde değil, küresel ölçüde “Güçlü Türkiye” deniyor! Ve bu güçlü ülkemizde Suriye halkını Esad’ın zulmünden kurtarmak için 6 yıl önce girdiğimiz Ortadoğu bataklığında yalnızca son 6 ayda 64 şehit verdik.

Bu yazıya noktayı şehitlerden Mahmut Uslu’nun cenaze töreninde konuşan eniştesi koysun! “Söylenecek bir şey yok ki? Ne için ve neden savaştığımızı bilmiyoruz bile. Bir insan çıkıp anlatamıyor, ikna edemiyor söyleyemiyor. Bu çocuklan niçin gidiyor oralara. Bir de EL Bab çıktı” diyen eniştesi!
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87