ÜLKEMİZDE EN ZOR BULUNAN ŞEYLER LİSTESİ…
 

Bir süredir köşeme taşımak istediğim ama fırsat bulamadığım konuyu bugün irdeleyeceğim. Durmadan kafamda dönüp duran, dilimin ucunda çöreklenen, sık sık “hadi yaz beni!” diyen bir konu bu. Bugün teslim oluyor ve direnme gücümü yitirerek yazıyorum. Siyaset nedir?

Siyaset insan için yapılan, ülke için yapılan, insanlık için yapılan bir bayrak yarışı değil midir? İnsanın yüreğine dokunan, onu ötekileştirmeyen bir özveri işi değil midir?

Ülkenin değerlerini korumaya, savunmaya, geliştirmeye adanan bir ömür değil midir? Geçtik yüreğe dokunmaktan artık sadece sinirlerimize dokunuyor siyaset!

Başa döner, yine ve yeniden siyaset nedir dersek! Siyaset, halkın geleceğini korumak, iyi hayat hakkını savunmak, sorumluluk üstlenmek işi değil midir? Bilmiyorum ama bizde özellikle de son yıllarda önce bakışlar sertleşti, sonra söylem ve giderek eylem! 

Anlamak gerçekten zor! Neden siyasiler söz birliği etmişçesine böylesine katı davranışlar sergileme yarışına girdiler? Neden yaptıkları işi sadece sindirme ve tasfiye aracı haline getirdiler?Artık güncel deyimle bazı ülkelerde trend bu mu?

Moda deyimle metal mi yoruldu, biz mi yorulduk, öğrenilmiş ya da alışılmış çaresizlik mi topluma egemen oldu? Bilemiyorum. Bildiğim o ki belleğimde geçmiş yıllara ait ışıl ışıl anılar var beni asla terk etmeyen! Örneğin kültürel hamurumuz mu iyi yoğrulmuştu, sağduyumuz mu gelişmişti? Dünümüzü ve yarınlarımızı borçlu olduğumuz büyük Atatürk’ mü bize çok iyi anlatılmıştı? Yoksa günlük, politik söylemler mi bugünkü kadar sığ, boş, kof değildi?Veya biz mi siyasal söylem ve düşünceyle bugünkü kadar kopuk değildik? Belki hepsi…

İnsan çözüm değil sorun üretenleri görünce, yeteneksiz, yetersiz, kadrolara bakınca, hiçbir şey anlatmayan belirsiz politik söylemleri izleyince, düzensiz anlamsız çıkışları görünce ne bütünlük bulabiliyor, ne anlam verebiliyor dolayısıyla müthiş bir karamsarlığa doğru yokuş aşağı gidiyor.

15 yıldan beri ülkeyi tek başına koalisyonsuz yöneten bir ekip iş başında. Ama nasılsa istikrar yok! 23 yıldan beri başta İstanbul ve Ankara olmak üzere pek çok belediye ellerinde ama nedense yetmiyor! Yetmeyince ne mi oluyor? Kanunlar devreye giriyor. Ama ne giriş? Kanuna uymazlarsa, kanun onlara uyuyor! Ve başbakan kalkıp zeytinlik mi tesis mi diyor, diyebiliyor! Çevre ve Şehircilik Bakanı; “tüm hırsızlıklar imardan geliyor” diyor- diyebiliyor. Sonra da “atı alan Üsküdar’ı” geçiyor, daha sonrada Üsküdar’da sabah bir türlü olmuyor!

Siyasi aktörlerimizi ne kadar ilgilendirir bilmiyorum ama! Mayıs ayında 39 kadın öldürülmüş. Çoğu boşanmak istediği için öldürülmüş. 50 günde 58 şehit vermişiz. 5 milyon gencimiz ne okula gidiyor, ne de çalışıyormuş. 500 bin kişi 5-10 liraya satılan bonzai kullanıyormuş. Parası, pulu olmayan, işi, gücü olmayan, hayattan bir beklentisi kalmayan, hayalleri tükenen gençler arasında bu kullanım çok yaygınmış. Turizm sektöründe 600 bin sigortalı çalışan işsiz kalmış. Cezaevlerinde 5 yılda 280 kişi intihar etmiş. Yılın ilk 5 ayında 741 işçi iş cinayetine kurban gitmiş. Katar’da konuşlandırdığımız Mehmetçik sayısını 5 bine çıkaracakmışız!

Kısa başlıklarla bir ülke fotoğrafı çizmeye, bilinenleri tekrar etmeye çalıştım. Şimdi soralım bakalım, yerel yönetimler bu konuda ne yapıyor? İktidar hangi önlemleri alıyor? Siyasiler ne düşünüyor? Anlı şanlı yazarlar, medya imparatorları, danışman orduları, vakıflar, dernekler, başdanışmanlar ne gibi öneri paketleri üzerinde çalışıyor?
Sözün özü şu ki; Pahalı tecrübelere ve faturalara doymadık mı? Karun kadar zengin Katar’a gitmek bize ne katar?

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87